Vicdanın nüvesi hükmünde
Seninle bir dağın doruğunda
Üşümeyi isterdim
(dostların dayanıp
ağlayacağı omuzlar yok artık)
Kör olan ben seni böyle seviyorken
Ey kapıyı çarpanın densiz budalası
Saldın gerdanından gül kokusunu ve gittin
Tufan rüzgarlarını ektin arkanda,üşüdüm titredim
Yüzünü aynalara gizledim,gamzelerini
Gül dikeninde yürek kanattım,unuttum yüzümü
ayaklarımı bir şehre uzattım,topalladım
saçlarımda zamanın ayak izleri belirdi
aşkla şakalaşırken arka sokaklarda
sorunların kökenine inerdim halimce
kelimeler, şairlerin büyücü lafları
şairlerin efsunlu maşasıyla
bu gün iyi bir gün
güneşin tutulduğu gün
sevgiler yarım kaldı pencerelerde
yüklü kadınlar göç etti mağaralara
nereye baksan bir çift kaldırım
kulaklarını tıkamış beni bekliyor gece
cesaretime gazete kağıdı örttüm
başkaları adına yaşamaya adayım
uzaklarını giyinerek
zar tutan ellerden hesap soramadım
zamanı çırılçıplak bir yalnızlıkla tüketiyorum
konuş ey ressam onaylat
seni emdim bebeklerle
topladım seni gündelikçi kadınlarla
içselleştirdim,içimdeydin
silikleştin,anlamsızlaştın
ama tüketmedim,harcamadım
taşıyamadım yüreğini
ben ödedim bedelimi
bak hâlâ sürgündeyim
demek ki bulamayınca oluyormuş her şey
bak ne haldeyim
hala yaşamak da varmış rüyalarda
ben yitirdim rüyalarımı
hayatı kuşanıyorum
törpülenmiş kelimeler düğümleniyor boğazımda
sözün neresindeyim
neresinde tutsak ediyor aşk
gizli korkularına sığınıyorum herkesin
herkesin aynalarını kırıyorum
aralıkta iken
doğrulan düğümler sarhoştu
yorulmak yoktu
hiç bir an
biz anlaşmıştık kelimelerle
prangalarını sevdik hayatın
bir kuş vardı
tüyleri mavi
deniz anası
gökyüzünde kaybolurdu
saçılmamış ateşler getirirdi bize
sen bekçiydin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!