Emel Oruç Şiirleri - Şair Emel Oruç

0

TAKİPÇİ

Emel Oruç

yine kar yağıyor,yine gelinliğini giyiyor erzurum..rüzgar dağıtıyor pervasızca bu beyaz mutluluğu.kimi zaman yıllardır dikilmekten yorgun düşmüş bir çamın tepesine,kimi zamansa hoşnutsuz gönüllere dokunduruyor o beyaz elini.
yazdan sonra hiç hazan gelmiyor burası direk kışa teslim ediyor kendini.bir de gurbetlik var en derinde hissettiren.iliklerine kadar hissediyor insan hasreti,özlemi,yalnızlığı...hiç başka birşey doldurmuyor bu acımasız eksikliği.yorgun düşüyor bazen sığınacak bir liman aramaktan,mutsuzluktan.herşeye rağmen üşütüyor adamı bu zalım şehir..

Devamını Oku
Emel Oruç

geç saatlerdi hep seni bana getiren geç kalınmış zamanlar,söylenememiş sözlerdi hep dilimde tutuklu kalan.günler geçti ama içimi de ezip geçti hep.ezilen yüreğim ancak erzurumda kabuk bağladı.erzurum bir yerde söndürüyordu sana olan sevgimi,özlemimi,nefretimi..her ne kadar adı geçmiş olsa da geçmiyor.gezdiğimiz yerlerden geçiyorum bazen herşeye rağmen tatlı bir tebessüm beliriyor yüzümde.sanki herşey eskisi gibi,sanki hiç birbirimizi üzmemiş gibi. benim senin kocaman yüreğine hayranlıkla bakışım,seninse benim küçücük yüreğimden çıkan düşünceleri benimseyişin,önemseyişin....

Devamını Oku
Emel Oruç

mutlu bir dünyaydı hep görmek istediğimiz,saf bir sevgiydi hep duymak istediğimiz,olmadı olamazdı bizim sevgimiz,hep imkansızı yaşdık hep imkansızı oynadık hayatta! ! ! ! !

Devamını Oku
Emel Oruç

duygular daha önce hiç yaşanmamıştı bu kadar içten,sevgiler daha önce söylenmemişti böyle yürekten.ama birşeyler eksikti ya da fazlalık.eksiği tamamlasak olmazdı fazlalığı çıkarsak da,ama biz her çıkmazda,hep imkansızdaydık..

Devamını Oku
Emel Oruç

gitmek istiyorum
ucu bucağı görünmeyen ülkelere
belki sevgilerinde vefa vardır
belli etmemeye çalışan aşklarını
insanları vardır
susuz toprağa can veren

Devamını Oku
Emel Oruç

dünyayı bu iki metrekarelik pencereden algılıyorum..evime giden yola bakıyorum sık sık.sılaya bahar gelmiş benimse hiç haberim yok kıştan,bahardan,hazandan....
bu iki metrekarelik pencereyle gözümü açıyorum her sabah.hep bir özlem duyuyorum geçmişe,yaşanmışlıklara dair.sonra -di'li geçmişten kalan yaram aklıma geliyor,acıtıyor canımı her zamankinden biraz daha fazla.ben bastırmaya çalışırkrn bu duyguları,onlar her geçen gün daha çok yankılanıyor içimde,gidderek bu yankılar kulağımı sağırlaştırıyor...
bir annemin tarhana çorbasını,bir de balkonda içtiğimiz çayları özlüyorum ikindi vakti.
yine -di'li geçmişten yaram aklıma geliyor; engelleri aşamadık bir türlü dile getirilememiş ama ikimizin de hep farkında olduğu....

(12.04.08 ERZURUM)

Devamını Oku
Emel Oruç

ilk olarak tarhana çorbası(hayatımın vazgeçilmezi) olmadan yaşamayı öğrendim.yemekler her ne kadar yenmeyecek de olsa yine de yemeyi öğrendim.kendimle yüzleşmeyi öğrendim zor da olsa.eve dönüş gününü saymayı öğrendim.
sensizlik,evde bir yere kadar acıtırdı canımı burda ise her zamankinden fazla hissettiriyor kendini.geçmişe olan özlemle birlikte daha çok hasar veriyor yüreğime.
erzurumda yazın hiç gelmeyeceği düşüncesini öğrendim.soğuğun bedenimden öte kalbime işlemesini öğrendim.kalbimi dondurmasını istedim bir daha kimseye kanmasın diye.
burda arkadaşlığın zor edinildiğini öğrendim.kimseye güvenmemeyidaha fazla hissettim.kendime olan güvenimi öğrendim,son olarak bu güveni hiç birşeye değişmemeyi öğrendim...

Devamını Oku
Emel Oruç

yokluk canımı acıtıyor...
bazense bu anlamsızlıklar içindeki var olma çabası.anamın,babamın,kardeşimin yokluğu.ve tabi en derinde seninki.tıpkı ayakkabıma giren bir taş gibi.ne çıkartıp atabiliyorum,ne de yok sayabiliyorum,inceden inceye sızlatıyor içimi.yalnız uyumak,yalnız okula gitmek,yalnız ve yine yalnız.bu kalabalıklar içindeki yalnızlığım canımı acıtıyor.aslında hep birileri var yanımda ama kimse senin varlrğını dolduramıyor.yalnız olunca insan en çok da bakabilecek bir çift göz arıyor.bıkmadan usanmadan bakabileceği.ve hep kendini görebileceğiyalansız bir çift göz....

Devamını Oku
Emel Oruç

sen uyurken
ben sensizliği yaşadım
yalnız uyudum,gezdim,dolaştım...
yine sensiz bir rüya gördüm

sen uyurken

Devamını Oku
Emel Oruç

yıllardır kimsede gerçek sevgiyi göremeyen,erken olgunlaşan bu kız çocuğuna sevmesini bilemeyen büyümemiş çocuk acıyı en iyi şekilde tattırmıştı.çevresindeki herşeye körmüş gibi bakan,içindeki o ezeli ve ebedi gizli sevginin verdiğikırıklık,ezilmişlik ve geride kalmışlık.O'ndan başka kimseyi gerçek sevgi ile sevemeyen, her güzellikte O'nu anımsayan,her daim bitmeyen,tükenmeyen...('O':çok farklı herşeyden ve herkesten)
tam birşeylere yeniden inanma düşüncesi uyanmışken içinde sevmesini bilemeyen büyümemiş çocuk onu yarı yolda bırakıp gitmişti.tek damla göz yaşı akmıyordu onun için,içine oturmuştu yarı yolda kalmışlık.söyleyemiyordu,kinini ve nefretini içine akıtıyordu.onun yürreği dağlar ülkesinde canlanmıştı ama denizler ülkesinde şekillenmek,güzelleşmek istiyordu.daha önce hayata hep tek kişilik bakmıştı.pencereden dışarıyı tek kişi seyretmiş,tek kişilik koltuk ayırtmış,sinemaya tek kişilik bilet almış,yatakta hep tek yatmayı sevmişti..kimseye tahammülü yoktu kimseye! ! ! ! geleceğe dair planları tekti.yalnız araba alıp,tek başına yalnız ülkeler ziyaret edecekti.o ülkelerle ebedi yalnızlığını paylaşacaktı..ama kendisi küçük yüreği kocaman bu küçük kız çocuğu çok saftı.gitti ve hayatının en uzağındaki kişiye aldandı,belki de sevdi ama sadece sevdi.svegi kimi zaman eşsiz bir duyguydu fakat bu küçük ama erken olgunlaşan küçük kız içindeki bu sevgi kırıntısından utanıyor,kendinden nefret ediyor,iğreniyordu.yapmamalı,inanmalıydı.kendi içinde kurduğu tuğlaları sevgi ve saygıdan örülmüş,fethedilemeyen kalenin sınırlarını zorlamamalıydı.bu şehirde yürümek dahi istemiyordu,belki o yoldan onunla birlikte geçmişti.her zaman gitmek isteyip sonucunda bu kente gelen bu hayalleri kırık küçük kız,bu kez de kendini kendinden iğrendirenbu şehirden çok uzak ülkelere gitmek istiyordu..
bu küçük kızın yüreği,sevgisi,nefreti,hayalleri,özlemi,cesarati ve yaşanmışlıkları kocamandı...
anlayamıyor,akılerdiremiyordu olanlara.hani herşey güzeldi ve güzel olacaktı.zaten artık zorlamıyordu da bazı şeyleri.bu yüreği kocaman küçük kız mutluluğu hak etmiyordu galiba,acı çekmeye mahkumdu yüreği.sevmesini bilemeyen büyümemiş çocuğa çok kızgındı! ! ! ! !
sevmesini bilemeyen büyümemiş çocuk karışık,cesaretsizdi.sevmesini çok güzel biliyordu aslında,kafası karışık,geleceği göze alamıyordu.kafasını kendi karıştırıyordu,başkalarına hiç gerek yoktu.ikisi için de gelecek hem zor hem parlaktı.belki de herşey çok kolay ve basitdi.aslında denklemin tek bilinmeyeni sevmesini bilemeyen büyümemiş çocuktu.ya da bu bu yüreği kocaman küçük kızın gördükleriydi.tüm bunların ardından yüreği kocaman küçük kız herşeyi biliyor,puslu geleceği görüyordu:sevmesini bilemeyen büyümemiş çocuk hep kaybedecekti AŞKTA VE KAVGADA! ! ! ! ! !

Devamını Oku