Gündüzün sesi!
Ay batarken ölgün umutlarıyla
Başlar martıların,
Kafa karıştırıcı telaşı.
Zehirli bir umut saçar
Güneş,
Muvakkithane Caddesi'nde kaldım,
Bir eski zaman saati gibi.
Kahve kokusu muydu geçen, saat mi
Bilemedim?
Akmar Pasajı'nda az mı siftilendim
Bir Ankaralı olarak?
ne yaptılarsa onu teşvik edemediler
bir öğle vakti hilali gibi
parlıyordu anlamsız
-Ölünce biz titreyen bir göle benzeriz,
-Meşalelerimizi yakarız yanmak için yeni
bir aydınlığa.
-İçkiler içeriz; çizilen bir resmin, yazılan bir
şiirin anısına.
-Sevişiriz hunharca, sonsuz bir üzüntüyü
bugün geç kaldım sevdaya
bugünleri de arayacak olman
meselesi
olsun diyerek geçmem gereken kapı
çok mu çok dar bir kapı
susmam gerekti bu kadar eziyete
bir anda karardı gözlerim
elleri kanlı Ares
tunç bir zindanda
değildi bu kez
ne Abeus'un oğluyum
ne kutsal Herakles
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!