dişleri bilenmiş gecenin ayazındayım bul beni
gizimi ifşa etmeden yakalatmadan cinayetimi
sağ kirpiğimde faşist bir yumruk yarası
önümde bronz bir çingeneden kalma ekmek yarısı
bu ibadetin imansız kıblesine çevirme yüzümü
ben bu aşkı tanıyorum Elissa
bu şarkının cehenneminde yandı ellerim
ben bu sabahın yorgun ihanetine uyandım
fakat bir beni olmalıydı yüzünde bu kahpenin...
ölmek ne zormuş Elissa
ölmek ne yaşanmamış bir ömür
ve yalnızlık, en az bir bardaktaki su kadar
yürümek de öyle
gidecek bir yerin olmadan yürümek
ve yargılanmak
kimliğini bilmediğin soysuz bir suça dair
sonra da intihar etmek tüfek bir gençliği
fakat bakmadan faturasına ardında bıraktığı felaketin...
ben sana nardan çiçekler yetiştiriyorum
şapkamı fırlatıyorum al bayraklı bir çatıdan
ve alabildiğine kırmızı yapıyorum patatesi
yeşili seviyorum maviliğine güldüğü için
her gece bir süngü daha seviyorum seni
ben bu fikri yıkıyorum Elissa
bu uçurumu cennet sandı gözlerim
ben bu kanunsuz yasanın hışmına dayandım
fakat bir hac olmalıydı alnında bu züppenin...
sevgililer gördüm kuytu parklarda mitinglerde
grev sonrası yanakları çökmüş emekçiler gördüm
saçlarında turuncu mavi hüzünler vardı kadınların
dudakları ekşiydi gevrekti bir de
ve terlemiyordu avuçları
hiç biri sana benzemiyordu
hiç biri sevmiyordu erkeğini senin kadar
hiç biri unutulmaz değildi masumiyetin gibi
fakat utangaç bir nedamet vardı bakışlarında birinin...
Kayıt Tarihi : 15.12.2008 21:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)