Ah ah, Elfiyam, kalbini öyle bir yaktım ki,
Af dilesem Huda’dan, af eder mi?
Alıp başımı gitsem buralardan,
Bir adım atıp ayaklarım gider mi?
Anlatsam içimde sakladıklarımı, sırlarımı,
Bir mahşer günü bakıp insanlar anlar mı?
Anlasam neye yandığımı, düşüp takıldığımı,
Tutup elimden, Elfiyam, kaldırır mı?
Nereye baksam, dönsem, yüzün, gözün,
O an dolar yüreğime masmavi bir hüzün.
Oysa yaratmışken Tanrı göğü, yeri,
İdrak edemem neden dönmez Elfiyam geri?
Bir bahçe ektim, içinde yok papatyalar, güller,
Sen seversin diye diktim sapsarı ayçiçekler.
Yaşarken gömülür nefes alan ölüler,
Ötmeye korkar Elfiyam, dalımdaki bülbüller.
Çarem senken çaresiz bıraktın beni çareler içinde,
Yıktın harabeleri, üstüme saraylar içinde.
Sensiz bıraktın beni sende,
Bıraktın Elfiyam, beni kitapsız, mabetsiz bir yerde.
Kısalttın gündüzlerimi, uzadı bak gecelerim,
Bir damla gözyaşınla battı bak gemim.
Sensiz her yer tek kişilik mahşer mi?
Zaman tükenmiş Elfiyam, Fecri seher mi?
Kayıt Tarihi : 18.5.2025 00:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!