Yine yorgunluğun sınırında bir günüm,
Nice umursamaz bahanelerde yüzdüğüm.
Sonra bir farkındalık, yel gibi vurdu yüzüme,
Sayende anladım: Umutsuzca kendimden kaçıp duruyorum
Şimdi gün ışığına çıktıkça mahcubum, utanıyorum,
Sahte bir aydınlığa, mehtap nuruna koşuyorum.
Ve o an görünür oluyor içimdeki karanlık,
Meğer gün ışığına nasıl da hasretim!
Bilemiyorum… Belki de bu elem, hayaletlere özgüdür,
Belki de sadece yerin dibine girmek istiyorumdur!
Ama bir keder sarıyor beni yeniden,
Bir duygu seli kaplıyor içimi aniden.
Acılar içinde yankılanan çığlıklar,
Vuruyor acımasızca şu yorgun vicdanı.
Ahh… Sanmıştım ki sıradan bir gün,
Meğer idamım varmış bugün, hem de sabahın biri.
Candaş bildiğim kalemim oluvermiş kara celladım,
Ah, şu hayat ne harikulade bir ironi!
İstemez miydim umutsuzca dökmek içimi?
Ama sanıyorum, celladım pek beğenmedi bu fikri.
Şu kahrolası gecelere o kadar alışmışım ki, bırak şu İlahi Küre’nin alevinde yanmayı,
Bir meşalenin altında bile gölge bulamadım.
Diyemem ki de “Bakma bana öyle,”
Biliyorum, kabahat bende.
Yine de bil isterim:
Seni anımsadıkça bir hayalet misali,
Vurmak istiyorum başımı bir yerden bir diğerine.
Eski güzel günlerden tek kutsal aynam,
Aynaya baktıkça o bana ışıldıyor.
Canım yanarken sıcacık, babacan bir tebessüm,
Ben kanadıkça, celladım benden ürküyor.
Atan kalbim, fevaranı ile kükrüyor!
Şimdi kahkahalar içindeyim,
Gün ışığı altında şenmişim.
Hayaletler, kâbuslarımın birer anısı misali,
Ve şimdi, acı bir güzelliktir bu anım.
Geleceğimin geçmişi için bu adağı adadım.
Kayıt Tarihi : 5.10.2025 14:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir arkadaşım benden şiir yazmamı istedi...yazdım...öyle işte...Sevgiler Saygılar efendim... :)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!