bilmiyorum göğsümde yürek mi yoksa ne
göğsümde çarpan çiçek mi yoksa ne
geceler uykuma haram katarım
geceler ruhum için birer bahane
bahane arıyorum kadere, talihe
Bükreş’in melek kızları
Ak akasya gibi güzel,
Gözleri iki damla Tuna,
Şimdi burda çarpılma gel.
Bükreş’te ak akasyalar
Benim bu geceye çok umudum var
Bu gece yıldızlar çiçekleyecek.
Erikler çiçeğe durdu bu sabah
Sevenler, aşıklar gerçekleyecek.
Benim bu geceye çok umudum var
Bu gece Bükreş’te
rüyama girdin dostum.
Gurbet gecelerinde
şehrin geniş caddelerinde
seni aradım, bulamadım.
Bükreş’te misin yani?
İstanbul’dan
Bükreş’e uçuyoruz biz
uçuyoruz,
Karadeniz’in üzerinden.
Karadeniz, Karadeniz…
Bir martı gibi
“Tuna’nın sularında olayım…”
N. Hikmet
Tuna’yı gördüm Hikmet’in oğlu,
içimde ayrılık hüznü.
Karadeniz’e akıyordu Tuna,
suların aynasında gurbetin hüsnü.
Tanrı dağlarında
kartallardan güç alarak
Issıkgöl’ün sularına
anne misali ninniler söyleyerek
yüreğime kazınan dilim,
Kutsal Türkçem!
Saçlarından
göğsüne
ipek perde sarmış bir kız,
on yedisinde henüz.
İnsanların içinde
melek gibi, yalnız…
sevda dolu gecede
VARYETE kızlarının
kıvrılan bedeni gibi
gergin keman tellerinden
yayılan ayrılık nağmesi,
ne şu güzeller,
Bir ilkbahar gecesi
başımın üzerini
Azrail’in aldığını,
hayatımda yalnız
bir gecemin kaldığını
bilsem eğer,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!