Zaman, sınırsızlığın sabrını tüketirken, ben var olup olmadığını kestiremediğim ama nedense inandığım kaderin ırmağında sürükleniyorum.. (Çok mu dramatik oldu?)
Bir yanım da sürekli, seçimlerin labirentinde kaybolduğumu söylüyor..
İnsan seçimleriyle yaşar, kaderiyse, seçimlerinin sonucudur, diyor.
Hayat bir yaratıcının sunduğu bir rol olsa da, insanın, kendisine, kendisi için çizdiği bir yol olsa da.. Her ikisi de olsa.. Yahut hiçbiri.. Yaşıyoruz işte..
Hava soğuk. Okyanus gecesi gibi soğuk.. “Okyanus gecesi”.. Hissettiğim bu duyguyu ve soğukluğu iki kelimeyle anlatamadım.. Bütün bunları yazarken de ne kadar zorlandığımı fark ediyor olmalısın.. Hissettiklerimi anlatmaya yetmiyor hiçbir lisan.. Bu da beni “anlatma” fikrinden ve girişimlerinden caydırıyor..
Okyanus gecesi.. Ne demekse..
Şu an bu satırları yazarken bambaşka alemlerde dolanıyorum..
Yazdıklarımın hepsi bir yana.. Yazamadıklarım, bir yolculuk; içimdeki evrene.. Uzun zamandır böylesi bir yolculuk yapmamıştım.. Binlerce kilometre katettim.. Şimdi nerede olduğumu bilmiyorum. Kayboldum. Tek bildiğim, bu kayıplığın ve esaretimin beni rahatlattığı..
“Esaretin Bedeli” filmini yarın tekrar çekeceğim.. Ank.Üni. sınav salonunda.. Hoş bir stüdyo, değil mi?
Dış dünyaya ait bu ufacık enformasyon beni tekrar 10m ’lik misafirhane odasına getirdi..
İşte bu andan nefret ediyorum..
Büyü bozuldu..
Kendime ettiğim bu zulmü başka kimse edemezdi bana..
Bütün bedenimin alabora olduğunu söylesem yeter mi?
Sana ve kendime diyecek başka bir söz bulamıyorum.. En iyisi uyumak..
Gözlerin, gece kadar güzel, gece gibi sır..
İyi geceler ela gözlü kadın..
Kayıt Tarihi : 3.1.2009 21:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!