Ola ki ölümü incitirim
baharlarım çiçeksiz de kalabilir
sabaha serkeşlik yaptığım
en yaramaz bir vakitte
hayatın anlamı karşıma çıkabilir.
Denizde boğulmadan ruhum
kabuğu kırıldı siyahın
hayasız bir gölgem düştü halıya
yıkacağım bu köşkleri
masallar da olmasa
ah bu kırık sandalyeler
terkeder ya salonları
Beni dışarda bırak
kör yataklar içinde kıvranırken
gövdeni aç
ve beni boşalt
bir hafiflik bul ölüme dürülmekten
kaldır umutlarını
Gel neşvesiyle yeniden
nal sesleri atların kişnerken serabında
yorgan serildi çöl böğründeki uykuya.
elleri bahtında çağırdı toprağın anası
şahaptan sesiyle bak dedi kumrusuna
aşkın ve yağmurun gölü durulmaz
'Hakkını arayan adama'
Gönlünün şahidi gövdenin sahibi olsun.
Yaz güneşleri duyamaz feryadını
senin gürlek feryadını çünkü
Bu kaçıncı Eylül
benimdir diye yamandığım?
Bu kaçıncı gökyüzü
Göklerin sahibini aradığım?
Söyle bana
Söz bahane midir?
Korkunç ve ihanet ve sevmek ne kadar?
kara görmüş tayfa hıncıyla koşarken
bu fırtına da neyin nesi
varmak istediğim sahil daha netleşmeden.
Buğulu gölün karnında yağmuru dinlemek
olsa olsa bir avuntudur bugün




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!