Güzelim, yıktığın her yapıyı
Dikmek için yeniden
Geldim, en ucuna gözlerinin
Biraz aralık,
Biraz ıslak,
Biraz da benimsin.
ben ekrem naif
hayalimin hayal ürünü
şairlerin en şairi
kurunun yanında pilav
ve marketinizden ısrarla isteyeceğiniz
bir poster değilim
Asma köprüde ayak sesleri
Bir anda doluyor kulağıma
Canım, nedir bu sallanış
Çırpınıyor ve dolanıyorsun ayağıma
Direkleri sızlıyor köprünün
Beni öldürdüler canım çıkmadı
Akıttılarsa da kanımı
Canım hiç yanmadı
Güpegündüz!
Hatırlıyorum
Siz de düşmüş
Güzelim, yıktığın her köprüyü
Geçit vermez diye
Yeniden yapanlara
Güzelim, diktiğin her tohumu
Hemen bitmez diye
Avurtlarımda eski böğürtlen lekeleri
Ve ölüm benimle, karnım hala aç
Beni bulamazsın
Dar geçitimden
Ağıryanım birden coşan ırmak
Hıncımı topraktan aldım, canımı topraktan aldım
Saf şiirden ve cinaslı kafiyeden olma
Bu canımı topraktan aldım
Aklına başka türlü şeyler getirme
Hıncım ufak bir yumruk yavrusuydu
Gündindi saatinde bahçemizdeki vişne ağacının
I.
Duydum ki hakikattir!
Doğrudur!
Yalanı olmaz tepelerin, müdürlerin.
Boğazım düğümlense dahi
Üşümek o kadar kolay bir iş değildir
Uğultulu koroların sallanışlarında
Dişlerin tak tak çarparken dişlerine
Üşümek o kadar kolay değildir deniz mavisinde
Sonbaharın getirdiği çok olur
İçimi kavrulmuş bir saatle örüyorum,
Dışarımda kocaman bir ağaç.
Bakıp bakıp duruyorum sana!
Bir şey söyle arkadaş!
Ne vakittir durursun?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!