Nasıl ödenir bilmem, sevdaya minnetim var,
Yeterse senin olsun, bir güzel niyetim var,
Bugün bana karışma, yar ile sohbetim var,
Beni hep ağlattığın, günüm değil efkarım.
Kan tükendi velhasıl, daha yara mı deşme,
sancısını döker mi, gözümdeki bu çeşme?
Yâri mukaddes saydım, ona bari ilişme,
Onun olan mutluluk, benim değil efkarım.
Sen bilmezsin efkarım, mezarımda o saklı,
Zaman bir gün gösterir, kim haksızdır, kim haklı,
Ölmeden bir görseydim, kaybetmeden bu aklı,
Sızlayan solumdaki, yanım değil efkarım.
Hani benden ayrılıp, HÜ daya göçecektin,
Ayrılığın zehrini, elimden içecektin,
Eylenmeden kapıdan, bir bakıp geçecektin,
Sana mesken olan yurt, sinem değil efkarım.
Yüzümün güldüğünü, çok kafana takma sen,
Kalbimde kal efkarım, hiç dışarı çıkma sen,
Gözlerimin kırmızı, olduğuna bakma sen,
Gözyaşımdır süzülen, kanım değil efkarım.
İstediğim gönlünde, başka biri olmasın,
Benim gibi perişan, böyle yarım kalmasın,
Yar yaşar ya içinde, yanlış anlaşılmasın,
Senden esirgediğim, canım değil efkarım.
Benim iki gözüm var, kırık bir taşa bakan,
Her şafakta ağlayan, garip bir kuşa bakan,
Senin bir penceren var, içerden dışa bakan,
Parçalanmış gördüğün, tenim değil efkarım.
Kahıroğlan ayrılık, yalnızlığın ekidir,
Yalnızlığın tadı yok, zıkkımın ta pekidir,
Mezar dedikleri yer, üç metreye ikidir,
Adım adım koşacak, dönüm değil efkarım
Kayıt Tarihi : 20.6.2025 09:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!