Efendiler Efendisi'ne... Şiiri - Hanifi ...

Hanifi Kara
4043

ŞİİR


72

TAKİPÇİ

Efendiler Efendisi'ne...

EFENDİLER EFENDİSİ’NE

-Mevlit Kandili nedeniyle-

İzin ver ummâna, ben de dalayım
Efendiler, efendisi Efendim.
Kalem âciz, yazan âciz, dil âciz
Efendiler, efendisi Efendim.

İnsanoğlu Sen’i, her dem okusun
Gergefinde ilmik ilmik dokusun
Güller bile Sen’den alır kokusun
Efendiler, efendisi Efendim.

Seninle yayıldı mârifet, sanat
Nedir küfürdeki bu kadar inat?
Zulümle dolmuştu bütün kâinât
Efendiler, efendisi Efendim.

Neler çektin neler, ehl-i küfürden
Sağırdan, dilsizden, kalp gözü körden
Medet umanlar var, hâlâ o şerden
Efendiler, efendisi Efendim.

İlimle, îmanla, şefkatle… doldun
Nur olarak doğdun, gül gibi soldun
Hem inse, hem cinne Peygamber oldun
Efendiler, efendisi Efendim.

Hendek’te ağladın, Bedir’de güldün
İrşatla, tebliğle durmadan yeldin
Garip, gurebânın gözyaşın sildin
Efendiler, efendisi Efendim.

Sana hasret kaldı mihrapla/minber
Vahiyle yayıldı, o misk-i amber
Gönüller Sultanı ufuk Peygamber
Efendiler, efendisi Efendim.

Ne kadar methetsem az gelir seni
Aşkınla gark eyle, ne olur beni
İnsanlığa sundun, en “ekmel” dini
Efendiler, efendisi Efendim

Olan güzelliği, ben sende gördüm
Ümmetin olunca, murâda erdim
Tek örnek, tek önder Sen’sin Efendim
Efendiler, efendisi Efendim.

Yanık yüreklerde gül oldun açtın
Sevgi tohumunu kalplere saçtın
Sonunda, “Refik-i âlâ”ya uçtun
Efendiler, efendisi Efendim…

Bir canım var, Sana kurban Efendim…
Canımın Cânân’ı, Sen’sin Efendim…
En sevgili Sen’sin, Sen’sin Efendim…
Doğum günün, KUTLU olsun Efendim...

UNUTMA

İslâm ile bağdaşmaz, ne krallık ne şahlık
Kula kulluk yakışır, Allah’a da ilahlık…

Hanifi KARA

MEVLİT KANDİLİNİZ MÜBÂREK OLSUN...

GÜL KOKULU Hz. MUHAMMED (sav)
(Akrostiş)

G/önlüm sana âşina, dilinden dökülenle
Ü/lfetin özlemişim, gül kokulu Muhammed.
L/âle, sümbül ve nergis, hepsinin karışımı
K/okunu özlemişim, gül kokulu Muhammed.

O/lur, olmaz şeylerle, nefsine etme ezâ
K/ul kendine veriyor, her günahla bir cezâ
U/zaklık varsın olsun, zaman, mekân ha kezâ
L/âkin çok özlemişim, gül kokulu Muhammed.

U/lu bir çınar gibi, O kaplamış her yanı
U/huvvet timsali O, gel sende O’nu tanı
F/erâsetli tavrını, o mûcizil beyânı
U/fkunu özlemişim, gül kokulu Muhammed.

K/ıyamet kopsa bile, hiç bitmez senin şanın
P/ervane oldu ashap, korudu senin canın
E/ntârinle birilikte, o misk kokan hırkanın
Y/enini özlemişim, gül kokulu Muhammed.

G/addar gaddarlık etti, mâsum oldu ezilen
A/llah için sen oldun, her canlıya üzülen
M/ersiyeni, nât’ını, metih için yazılan
B/ürde’ni özlemişim, gül kokulu Muhammed.

E/limle avuç avuç, içebilsem suyunu
R/abb’im nasip eylese, görsem Bedir kuyunu
H/ayâta hayat veren, o güzelim huyunu
A/h! çokca özlemişim, gül kokulu Muhammed.

Z/âtını çok severiz, temiz özlü Ahmed’in
R/avza’sı hayallerde, doğru sözlü Ahmed’in
E/sanstan nefis kokan, o gül yüzlü Ahmed’in
T/erini özlemişim, gül kokulu Muhammed.

İ/yi olmak istersen, günahlardan sen arın
M/üjdelenen gün yakın, ya bu gün ya da yarın
U/lu bir çınar gibi, sarsılmayan o tavrın
H/uyunu özlemişim, gül kokulu Muhammed.

A/hrete doğru akar, vahiy kokan ırmağı
M/uhammed Mustafa’dır, yakın eder ırağı
M/ûcizeyle dopdolu, çeşmeleşen parmağı
E/lini özlemişim, gül kokulu Muhammed.

D/uâsı odur onun, ümmet çekmesin eza
M/illet-i merhûmeye, Rabbim vermesin ceza
U/ykuda ayrı güzel, uyanıkken ha keza
S/îretin özlemişim, gül kokulu Muhammed.

T/evhidi esas alır, bir dâvâ ki güttüğün
A/klımdan hiç çıkar mı, gül dalında öttüğün?
F/ikrini anlatırken, o işaret ettiğin
A/sânı özlemişim, gül kokulu Muhammed.

S/akın kendin aldatma, zevke, sefaya dalıp
A/llah’ın emirleri, herkes için tek kalıp
L/af anlamaz kişiye, bazen gazaba gelip
L/â lâ‘ni özlemişim, gül kokulu Muhammed.

A/llah’ın o habîbi, onu her an övmeli
L/â diyorsa bir kişi, o dizini dövmeli
L/afla olmuyor işler, seven gerçek sevmeli
A/şkını özlemişim, gül kokulu Muhammed.

H/ayattayken bir görsem, Ravza’nı, ocağını
İ/nşallah nasip eder, bana da kucağını
A/llah adın yücelten, o yeşil sancağını
L/ivâ’nı özlemişim, gül kokulu Muhammed.

E/zel, ebet O varken, gayrına etme meyil
Y/aratan’a boyun eğ, eğil kör nefsim eğil
H/ayatın bize örnek, ayrılık kolay değil
İ/nan çok özlemişim, gül kokulu Muhammed.

V/e de olamaz mıyız, Hakk’ı dost doğru bilen?
E/ylesin Rabbim bizi, her hâlükârda gülen
S/eher vakti öyle ki, ayı ikiye bölen
E/lini özlemişim, gül kokulu Muhammed.

L/âtifesi ne tatlı, onu benzetme ele
L/afazanlık yakışmaz, dileğin varsa dile
E/zelden tahsis olan, makâm-ı Mahmut ile
M/ührünü özlemişim, gül kokulu Muhammed…
*
Kimsenin şüphesi yok, tüm cihan seni bilir
SEN; NÜBÜVVET MÜHRÜNÜN, SON ALTIN HALKASISIN…

Hanifi KARA

Not: GÜL KOKULU UFUK PEYGAMBER HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA SALLALAHİ ALEYHİ VESELLEM şeklinde yazılıdır...

Hanifi Kara
Kayıt Tarihi : 2.1.2015 17:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hanifi Kara