Ey Güneş, Ne diye Okşamazsın tenimi?
Sen Yücelerin en yücesisin!
Umudun Nuru pınarı,
Yürekleri ısıtan, kül eden alevsin!
İmdi söylesene bana,
Yine yorgunluğun sınırında bir günüm,
Nice umursamaz bahanelerde yüzdüğüm.
Sonra bir farkındalık, yel gibi vurdu yüzüme,
Sayende anladım: Umutsuzca kendimden kaçıp duruyorum
Şimdi gün ışığına çıktıkça mahcubum, utanıyorum,
Bazen kelimeler işlemez olur kalbimi, ağlarım.
O bir anlık neşe ve huzur için ağlarım.
Kardeşim bildiğim kâğıtlar kararmış,
Lisanım solmuş,
Candaş bildiğim kalemim başıma cellat kesilmiş diye ağlarım.
Karanlık bir mezardayım, uyuyorum, sanmayın nefes alamam,
sanmayın ki atmaz olmuş kalbim;
Ben de huşu duyar, ben de severim.
Geçmiş günlerden bir gün çıkarım başı çıplak, güneşli bir tepeye,
Çekerim içime o en yüce olanın nefesini, yine geçmişten bir gün
güzele bakar, ona gülümserim , onun kollarına bırakır kendimi, onu
Bir kalbin bir başka kalbe değmesinden, bir ışık süzmesinin
bir başka aydınlığı peşi sıra sürüklemesinden,
bir evladın -hayır, bir torunun- sana gülümsemesinden
daha hoş, daha güzel, daha cana yakın, daha sıcak ve daha
yüce bir şey olabilir mi?
Gürültüdeyim, korkunç bir karmaşa içindeyim.
Bir cümle, bir yorum, bir ifade bile tamamlanmıyor ne zihnimde ne de dilimde.
Düşünmek, karar vermek, muhakeme etmek... Kendini bilmek ve
sevmek bile şu hâlde imkânsız.
Bedenimden, kafamın içinden, benliğimden ayrılmış iradem,
Nerede acaba o dünkü ruh yüceliğim? Araya zaman girdi diye mi?
Uyudum diye terk mi etti beni?
Belki de içimde bir yerlerde, karanlık bir farkındalık köşesine sinmiş,
başını bacaklarının arasına almış, iki büklüm bir vaziyette titriyordur,
kim bilir?
Oysa hakkaniyet ve erdemin ışığı, her karanlık köşeyi aydınlatmalıdır.
Evet, yine okuldayım ve yine uykusuzum. Gözlerimde bir ağırlık,
kalbim yorgun…
Düşündüm, uykum çalınmıştı benden, huysuzdum.
İnsanların kaygı ve telaşını izledim;
utanca karşı sevinçlerini,
Koca Çağın Kanatlarıdır, Sırtımızda,
Bin bir yılların, Destanıdır Ardımızda!
Cennettir bu yuva bize, kartal'dan miras,
Kardeş olmak, Ulu yarınlar için kıstas.
Cumhuriyet, Ulu milletimin kararı,
Perdebirun bir babanın yek tahtı,
Dilhun bir ananın kanlı gözyaşı,
Görsende mi anlamazsın şu anı?
İşitsende mı duymazsın şu hakkı?
Ey sarfinazar, Ey Meyus evladım
Duy şu dağın sessiz adımlarını!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!