Sevmesen de akşam oluyor,
Çöküyor hüznü gecenin,
Sanma ki bir tek sensin,
Var bir derdi herkesin.
Çok yoruldum yolsuzluktan, karaya oturdum.
Ellerimi başıma koyup biraz düşündüm,
Yolunmuş kaz gibiyim artık yönümü kaybettim,
Şiirin sonunu bile getiremeyecek bir haldeyim.
Uyandığımda sabah, güneş vardı gökyüzünde,
Hava güzel, her yer yeşil, kuşlar ötüyordu bir de,
Mutfaktan gelen omlet kokusunu fark edince,
Tek eksiğim demokrasi, dedim kendi kendime.
Sana bir masal yazacağım, okurken uykuya dalacaksın, rüyanda bir güneş doğacak, hiç bilmediğin yerlerde dolaşacaksın.
Yüzünde bir gülümseme olacak, o anda beyaz bir kuşun üstünden bulutları izliyor olacaksın, rüzgar saçlarını dalgalandıracak ve gözlerini hafifçe kısacaksın.
Eğer isterse,
Kanadı kırık bir kuş,
Mutlu olamaz mı?
Bulutlarla değil ama, çiçeklerle meşk edebildiği için.
Affet beni,
Bu kadar çok sevmemeliydim seni,
Ayrılması da bir o kadar zor şimdi,
Unut desem de unutamazsın, unutamam ben de seni.
Bir sonbahardı son görüştüğümüzde,
Ezanlar okunuyordu İstanbul üzerinde,
Oturduğumuz mekanın önündeki dilenci birdenbire,
Bağırmaya başlamıştı, benim tek dostum içkim, sigaram diye.
Bir sevişmemiz vardı, sen gitmeden birkaç gün önce,
Bazıları sadece kavgayı amaçlıyor,
Bazıları ise amaçlamadan harekete geçiyor,
Sonra benim gibi* insanları buluyor,
Ve aşağılık kompleksini üstümüze kusmaya çalışıyor.
Temiz kalmak isteyen bizler ise,
Kalbe yağan yağmur gibi,
Titrettin yüreğimi,
Seninle geçen günleri,
Sildin, hem de hepsini.
Fransada akordeon çalan adam iyi eşlik ederdi, şimdi burada olsa,
Ben senin güzelliğinden bahsederken bütün akşam,
Dudaklarına olan hayranlığımı anlatırken bir yandan,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!