Sakin bir bahçenin iki yaban gülüyüz biz,
Aynı toprakta iki ayrı kök ama birbirine bağlı,
Karşılıklı serenat yapan iki yaban gülü.
Dallarımıza konan kelebekler sevgimizi taşır birbirimize
Arılarsa kavgalarımızı
Ama biz aynı bahçenin iki yaban gülüyüzdür
Hayat benim için hep lacivert
Ne diye kara kara bakacağım dünyaya
Beyaz da göz alır
Üstelik riskli
Masmavi bir dünya desem
Olmaz artık
Duyulur uzaktan trenin sesi
Mazideki gibi
Nerede eski kara trenin zevki
Hepsi artık elektrikli
Her şey gibi
Mektup bile yollayamazsın ucu yanık
Gülüm,
Canım yandığımda
Acısını dindirmek için uğraşan sensin…
Yarama tuz yerine mehlem basanda,
Gözlerim yaşla dolduğunda
Yaş akmadan mendil uzatanda,
Güvercin kanadını çırparken
Onun melodisini dinlemeye geç kalmayı sevmiyorum
Bir çocuğun hayata ilk bakışına
İlk tebessümünü görmeye geç kalmayı sevmiyorum
İlk adımları atarken onun gururuna eşlik etmeye
Heyecanla gülümsemelerine geç kalmayı sevmiyorum
Seyrederken ben
Kayıp gidiyor hayat
Yumuk ellerimin arasından
Mıhlanmış gibi bulunduğum zamana
Kıpırdayamazken
Kayıbım oluyor
Kahverengiydi rengi kağıdın
Yeşillere bezenmişti üzeri
Yeşilin tonlarıyla
Solmuş sarılar vardı nokta nokta
Sarı başak değil, pembe başaklar vardı yanında
Son noktası ise beyazdı
Gözüm yaşlı
Haykırmak istiyorum sana sevdamı
Şarkılar tutuyorum aşkımı anlatsın diye
Ama ne haykırabiliyorum
Ne de radyoda bir aşk şarkısı
Ha bire çalıyor Fidayda
Bana hoşça kal de
Güneş kızıllığını almış
Denize doğru güne veda ya hazırlanırken
Yüzüme bak ama
Gözlerinin buğusunu sil
Işıldamalı gözlerin



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!