BEYTULLAHTA NAMAZ TAVAF VE SAY
Umre yapmak üzere ihramlarımızı giyip, iki rekât ihram namazı kılıyoruz. Ve Umre yapmak üzere niyet edip yola koyuluyoruz. Çölde peygamber efendimizin hicret yolunun tersi istikametinde Medine’den Mekke doğru hızla ilerliyoruz.
İçimizde Kabeyi görme aşkı var. Yollar uzadıkça uzuyor. Gecenin karanlığında Lebbeykallahümmelebbeyk lebbeykela şerikeleke lebbeyt innel hamde vel nimete leke velmülk le şerikelek diyerek, altı saate yakın bir sürede Mekke’ye varıyoruz.
Otelimize eşyaları yerleştirip, Kâbe’yi umre tavafı yapmak üzere yola çıkıyoruz. Peygamber efendimizin evi tarafından içeri giriyoruz Kâbe ye geldiğimizde sabah namazı vaktine bir saat var ama kabe o kadar kalabalık ki ilerlemekte zorluk çekiyoruz.
Alt kattan basmak basamak çıktığımız da kabe tam karşımızda duruyor kabeyi ilk görmenin heyecanı duaya dönüşüyor. Herkes dilinin döndüğünce kimimiz Allah’ım bu güne kadar yaptığım ve bundan sonra yapacağım bütün dualarımı kabul et diye dua ederken, kimimiz de Allah’ım sorgusuz sualsiz cennetine atıver beni diye dua ediyor.
Burada kabeyi ilk görmenin heyecanıyla herkes içinden ne gelirse öyle dua ediyor. Herkesin gözleri yaşlı, dillerde dualar, gönülde sürur ve mutluluk var.
Giriş istikametimizin sol tarafında bulunan yeşil ışığa doğru ilerliyoruz. Bu yeşil ışık hacerül evsedin tam karşısında ve tavafa başlama yeridir. Yeşil ışığın altından geçip Hacerül Esvet tarafından Tavaf için niyet ederek hacerül evsedi selamlayarak Bismillahi allahüekber diyip tavaf yapmaya başlıyoruz.
Birkaç adım atınca makamı ibrahime geliyoruz. Burada İbrahim as. Ayak izleri var yaklaşık dörtbin sene öncesine ait bu izlerin yanından dua ederek geçip tavafımıza devam ediyoruz İlk tavafın heyecanı Kâbe’ye bu kadar yakın olmanın heyecanı yüreklere serinlik veriyor.
Beytullah’ın etrafında yaşanan heyecan, Allah kul olmanın verdiği sevinç, huzura kabul edilmenin verdiği mutluluk, insana ömrünce duymadığı hazlar yaşatıyor.
Tavafı yaptıktan sonra Makamı İbrahim tarafına geçip iki rekât tavaf namazı kılıyoruz. Burada namaz kılmak için yer bulmak çok zor. Ama yinede yer bulunuyor tavaf namazını Kâbe’yi göre göre kılıyoruz. Yıllardır görmeden yöneldiğimiz Kâbe önümüzde duruyor. Bu arada sabah ezanı gök kubbeyi çınlatıyor. Olduğumuz yerden hiç ayrılmayarak sünneti kılıp imamı bekliyoruz.
Peygamber efendimiz Hadislerinde; Mescid-i Haram’da kılınan namaz, diğer mescitlerde kılınan namazlardan yüz bin kat daha sevaplı ve faziletlidir. «Benim (Medine'deki) bu mescidimde kılınan bir namaz, (Mek¬ke'deki) Mescidi Haram müstesna, başka mescitlerde kılınan bin namazdan (sevap bakımından) hayırlıdır.-‘’ buyurduğu Mescidi haramda namaz kılmanın mutluluğunu yaşıyoruz..
Az sonra kaamet getiriyor müzezzin bütün dünya üzerinden renk renk insanlar halkalanmışlar kabenin etrafında ve imamın tekbir sesi ile sabah namazının farzını kılamaya başlıyoruz.
İmam öyle okuyor ki tane tane okuyuşu insanın yüreğini titretiyor. Oraya gidip gelenler tekrar tekrar gitmek istediklerini oraya gitmeden evvel anlayamazdım. Orda anlıyorum ki o hazzı tekrar tekrar yaşamak istiyor insan, Allahım nasip etsin inşallah. Namazımızı huşu içinde kılıp bitiriyoruz.
Az sonra Safa tepesine çıkıp Umremiz için gerekli olan say yapmaya başlıyoruz. Burada Hacer Validemizin çocuğuna su bulmak için yaşadığı koşuşturmacayı hatırlıyoruz. Yıllar öncesinden günümüze kadar geçen zaman dilimleri içinde insanların buraya gelerek yaptıkları say ları hatırlıyoruz. Başımız açık ayaklarımız yalın bir halde ihramlarımızın içinde Allah’ın emirlerine uymanın mutluluğunu hissediyoruz.
Safa tepesinden Merve tepesine son geldiğimizde saclarımızı kesip, ihramdan çıkmak için otelimize doğru yol alırken kalbimiz Kâbe’de kalıyor.
Artık Mekke’deyiz her namaz vaktinde koşarak beytullah’a gelerek namaz kılıyor ve Peygamber efendimiz Hadislerinde; Mescid-i Haram’da kılınan namaz, diğer mescitlerde kılınan namazlardan yüz bin kat daha sevaplı ve faziletlidir. «Benim (Medine'deki) bu mescidimde kılınan bir namaz, (Mek¬ke'deki) Mescidi Haram müstesna, başka mescitlerde kılınan bin namazdan (sevap bakımından) hayırlıdır.-‘’ buyurduğu fazileti elde etmeye çalışıyoruz.
Kâbe’nin tam ortasında namaz kılabilmek için çok erken gelmek gerekiyor. Yoksa geç gelinirse ön tarafa geçmenin imkânı yok. Dünyanın her tarafından gerek tavaf gerekse namaz için insanlar Kâbe’yi çepe çevre kuşatıyorlar.
Bazıları Kâbe’yi hiç terk etmiyor. Kâbe’nin etrafında ki yerlerde ihtiyaçlarını giderip devamlı Kâbe’de bekliyor. Her vakit namazını Kâbe imamlarının o güzel kıraatleri eşliğinde kılıyorlar.
Kâbe’nin etrafında namaza duruyorsunuz, insanların ten renkleri farklı, dilleri farklı olduğu halde, hepimiz bir arada saf tutuyoruz. Burada yanına safa durmuş olan insanların ne dillerini nede memleketlerini bilirisiniz. Bu insanlarla bu kıldığınız namazdan sonra bir daha karşılaşmazsınız. Onlarla konuşamadığınız için, gözlerinizle konuşursunuz. Bende müminim benden sana zarar gelmez. Burada simsiyah derili, çekik gözlü, buğday tenli, güçlü veya çelimsiz insanlarla Allahın huzurunda eşit olduğunuzu anlarsınız.
Kayıt Tarihi : 30.12.2012 23:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!