Duvarların Ardındaki Yalnızlık
Hücrenin betondan sesi vardı, yankısı olmayan, donuk bir ses. Güneş, demir parmaklıkların arasından geçmeyi unutan solgun bir misafirdi. Burada, zaman, ne bir takvim yaprağı ne de bir saat sesiydi; zaman, sadece pencereden görünüp kaybolan küçük bir güvercinin kanat çırpışından ibaretti.
O koğuştaki en eski, en sessiz gölgeydi İsmail. Suçu, kimsenin umursamadığı kadar eski, cezası ise herkesin unuttuğu kadar uzundu. Bayramlar geldiğinde, koğuştaki diğer mahkumların sesleri yükselir, telefon kulübesi önünde kuyruklar oluşurdu. Herkesin sesinde bir hasret, bir bekleyiş vardı; bir eş, bir evlat, bir anne.
İsmail ise sessizdi. Ona kimse gelmezdi, kimse yazmazdı. Ne bir "geçmiş olsun" fısıltısı, ne de bir paket içindeki sabun kokusu. Onun kimsesizliği, sadece dört duvar arasına sıkışmak değildi; kimsesizliği, hatırlanma ihtimalinin bile olmamasıydı.
En zor anlar, gece çöktüğünde gelirdi. Ranzada sırtını soğuk duvara yaslar, dışarıdaki hayata ait tek ses olan siren sesini dinlerdi. O ses, ona ait bir dünyanın varlığını hatırlatır, ama o dünyaya asla geri dönemeyeceğini de fısıldardı.
Yan koğuştaki genç bir çocuk, ilk mektubunu aldığında sevinçten ağlamıştı. İsmail, o çocuğun sevincini izlerken kendi avucuna baktı. Bomboştu. Ona uzanacak bir el, ona acıyacak bir kalp yoktu. Cezaevinde olmak bir ceza idiyse, kimsesiz olmak bu cezanın en ağırlaştırılmış haliydi.
O, duvarların arasındaki görünmezdi. Herkesin bir hikayesi, bir dönüş yeri vardı; İsmail’in hikayesi ise, ne zaman biteceği bilinmeyen, kimsenin okumadığı bir roman taslağıydı. Çaresizliği, başını yastığa koyduğunda hissettiği o derin, boş kuyunun dibindeki titrek yankıydı.
Sadece bir dileği vardı: Bir gün, bir gardiyanın gelip, "Sizi görmeye gelen var," demesi. Ama bu, hiç çalmayacak bir kapının beklentisiydi. O, bu soğuk duvarlar arasında, unutulmanın en acı yalnızlığını taşıyan bir hayalet olarak yaşamaya devam etti. . 18.03.2025
Zühre TürkeliKayıt Tarihi : 11.12.2025 03:46:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!