Hiç haz etmem bu tarafımdan;
fevri zamanlarda içimin transparan görünüşü.
Biraz yeşil, biraz mor…
yani denize yakın bir kimono olsun tenin bana.
öylesi daha güzelim…
Sancıyla esen rüzgârlar aşktan çalsınlar bana.
Sıcak nefesin bedenimde gezerken,
soysuz gecelerin koynuna girer akrostiş hayallerimiz.
Pusulasız, pusatsız …
öylece körebe oyununda dudaklarımız.
Jilet kesikliğinde her yanılma, gecenin sırrını öptüğümde.
Gezgin düşler ayılırken aşık bozan gecelerden,
su yolunda iki akis:
İştahla kabaran göğüslerimiz üst üste.
Kimin umurunda kuşlar, ağaçlar ve de günah kâtipleri!
İşte bak,
anlattığımın tasviridir elimin sana değdiği yer.
Hissediyor musun?
ellerin mi, dudakların mı?
yoksa tanrısal parçan mıdır beni en çok seven?
Ne güzeldir iki canı tek bedene giydirmek.
birlikte terlemek, beraber hissetmek.
Hissediyor musun?
dudaklarım mı ellerim mi?
yoksa aşkın her rengine giyinen halim mi en güzel yanım?
Artık istemiyoruz sevgilim
aptal rüyaların kıyısına vurarak uyanmayı.
Güne gün mü diyeceğiz!
artık biz istiyoruz,
Sen olmazsan, ben olmazsam
bu mucizeye düşler tanrısı da inanmaz.
Bitsin artık aşkın sabrı, taşsın bedenlerimizden…
Su yolunda buluşalım,
kabaran göğüslerimiz inleyen göklerle aksın.
Ve bir imsak vakti durulalım aşkım.
Ellerin ellerimde olmalı,
Geçelim dünyanın öbür kapısından içeri...
MART,2010 MASAL PARKI/GANTEP
Hamza BağçalıKayıt Tarihi : 26.1.2013 20:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!