Düş Treni ve Kayıp Şemsiye
O sabah kasabanın istasyonuna
gökyüzü biraz geç uyanmıştı.
Bulutlar hâlâ uykuluydu,
ve rüzgâr hafifçe esniyordu.
Düşçü Kız,
ceplerini yokladı
yeni düşlerini hazırlamıştı
bir tanesi tren camına yapışacak kadar sıcak,
diğeri içinden melodiler dökülen bir minik nota…
Tren geldiğinde
içinden sadece insanlar değil,
bir şemsiye de indi
pembe-beyaz benekli,
sapı çatlamış, ama hâlâ gülümseyen bir şemsiye.
Kız hemen fark etti onu.
Sen buraya düşmüşsün dedi gülerek.
Şemsiyeye sarıldı,
onu yere değdirmeden yürümeye başladı.
O gün kasabada
yağmur yağdı.
Ama kimse ıslanmadı.
Çünkü kız,
herkesin başına sırayla o şemsiyeyi tuttu,
ve şemsiyenin altına giren herkes
kendini çocuk gibi hissetti.
Bir teyze iç geçirdi
Ben de bir zamanlar sek sek oynardım.
Bir amca gözlerini silerken gülümsedi
Benim de ceplerimde düş vardı evvelden.
Ve yağmur dindiğinde,
kızın ellerinde bir çiçek açtı
O çiçeğin adı yoktu
tıpkı kendisi gibi.
Ama herkes ona gönül dedi
çünkü o çiçek yalnızca kalpten bakanlara görünüyordu.
ben harfleri düşe çevirdim
sözcükleri çocukluğa yatırdım
her mısraya sevda kokusu serptim
Okuyan herkese bir mavi düş taşısın diye.
Azra Nimet Öner
Nimet ÖnerKayıt Tarihi : 3.7.2025 21:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!