Çanakkale bir destan
Altı gemi, dört uçak
Tabyalarla yazılan.
İngiliz, fransız'a
İlk hedefti Settülbahir, Kumkale.
Bindokuzyüzondört'ün
Yüreğimin gözlerimin içinde ilk sevgi.
Duyuyorum dolu dolu...
Korkak, ürperik, utangaç, mahçup...
Yanımda.
Yanımda işte oturmuş duruyor.
Özlerim bir dostun varlığını
Yüzümü okşayan iki elin
avuçlarına sığabilirim.
Bir dem var tükenip yok olduğum
Hele bir bak
Girelim içine yarım kalmış bir ruyanın.
Bitmez umutlarla yine
tablosunda eriyelim dünyanın.
Yine el-ele ikimiz
Yeni bir dünya kuralım.
Denizin kıyısında kurdum mu masamı
Seçmeden iyi kötü diye
Rakıma meze olur bir erik bile
tüm kaygıları bir yanda tutup içerim alabildiğine
Sonra sevdiklerim gelir soframa
Zamanlar olur sevmediğmiz
duymak istemediğimiz kaygılı.
Ölenler söylenir yaşlı-genç
çokluk yetmez gücümüz
Giden gider ak bez içinde sargılı.
Kuşlar nece uçar nece yükseklerde
Ben bilmem görürürüm hep
Bir hikmet bir var oluş...
Sezgiler gelir akıldan önce..
Zamanlar yarışır hep zamanlar içinde
Sonra yoklukları anlarım, boşlukları
El açarak yalvarışım sanadır.
Yüce Tanrım beni duy da donandır.
Fırsat verme karşımdaki kötüye,
İtler gibi etrafımda dolandır.
Aç süründür, bir aş yüzü görmesin.
Herkes senden ' deli ' diye söz eder.
Aslı var mı deli misin hey gönül!
Nerden saysan girdiğin hal yüz eder.
İnanmazsan bir de kendin say gönül.
İşte sana anlamın en derini:
İşte bak gün batımı
Her bu vakitler al saçar güneş
Deniz ondan gül kokulu.
Körfezin içinden bak Yumurtalığa
yutasın gelir denizi tümden.
sevgili babacığıma yazmış olduğum yorumu, kardeşimin zoru ile şimdilik sildim...