Dünden kalmış anılarımı
düşlerimde kaybolmuş
kentlere gizlerim.
Salacak'ta bir balıkçı barınağına yakın
bir çay ocağında
bir fısıltıyla doğrulur
ve savaş çığlıklarına
direnirim
kardeş türkülerinde.
Elimde
uslanmaz bildiriler
en ucuz teksir kağıdında.
Bir yerler işgal altında
fabrikalarda grev
ve öğrenci boykotları.
Ayağında kundurası ile
İbrahim Tatlıses
tacı alınmış Hülya
duvarlara meydan okurken
sonraları
bir filmde soyunur
Yeşil Çam'ın sultanı
Türkan!
dişiliği sorgulanır
şaşkınlığımızda.
Vah!
vah!
vah!
olmuş içimiz
ve
vah!
vah!
vah ölülerimiz!
Faşistlere
"köpek"
diyorduk
o vakitler
yazık etmişiz köpeklere
ne eli el
ne dilil dil
oysa köpeklerin.
Yağmurlu Eylül akşamlarında
yol boyu sürer tanış sohbetleri
bir düdük sesi
kovalamaca
havada siren
ve silah sesleri
kanla kapanır
bir gün daha.
Yarının gazeteleri
sekiz sütüna manşet atacaklar
baskılar standart
canlı sunulur
tv ekranlarında
sıcak
sıcak
servise alınmış
haberler.
Öğün atlatmak
vazgeçilmezimiz
ekmeğin zeytinle tanışıklığı
uzun sürer
lokmalarımızda
bir gece afişi
ya da
bir gece yazısı dönüşü.
68
rüzgar gibi geçince
sonrakiler
köprü başlarını tutar
Deli Dumrul'unu aratmaz
Dede Korkut masallarının.
Devletin
haki yeşili
giysili kuvvetleri
mavi bereli epeyi oldu
paralarına
nöbet bekler hala
ülke patronlarının.
Her köşe başı
fişleme memuru
savcı
hakim.
Oğlanın "Kara" olanı
modasını yitirdi
yitirecek
ak günlerden çıkmış
gammaz
takipçi
işbirlikçi
iğrenç!
Ev
okul
iş
efedi köle.
İşgaller
ülkelere yayılmış
emperyalistlerce.
Dar sözcüğü
be
ile buluştu
bir gece yarısı sonrası
"Darbe" oldu.
Parıltısını yitirdi gözlerimiz
her yanımızda
işkence
ince boyularımızda
idam kararları
mahpushaneler de ölüm
halkım suskun
ve ben
arkamda acılarım
ve öfkemle
cesurum hala.
Kayıt Tarihi : 23.5.2018 12:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!