Andolsun kuşluk vaktine
Yemin olsun sakinleşince geceye
Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı
Ve elbet senin için sonu önünden daha hayırlı
İlerde Rabb'in verecek ve hoşnut edecek seni
Sen yetim iken, o barındırmadı mı seni
Yolunu şaşırmışken, hidayete koymadı mı seni
Muhtaç iken, ihtiyacını gidermedi mi
Öyle ise, sakın horlama yetimi
Artık soru soranı azarlama
Rabb'inin nimetini devam et anlatmaya.
Kayıt Tarihi : 24.10.2020 06:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hz.Peygamberin özel hayatını ele alan,ona moral veren ve onu motive eden bir suredir. Sure kuşluk vaktine , sakinleşen geceye yeminle başlamaktadır. Duha:Kuşluk vakti demektir.Kuşluk vaktine işrak vakti de denir.Kuşluk vakti Güneşin doğuşundan ufkun üzerine 5 derece çıktığında, yaklaşık 40-45 dakika sonra başlar güneşin tam tepe noktasında olan vakte kadar devam eden zaman dilimidir.Bu vakit Duha Namazı ile Bayram Namazlarının vaktidir. 3.Ayette geçen " Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı." Sözü ile Yüce Allah Peygamberini motive etmekte ve Vahiy kısa bir süre kesilmesine karşı Rabbimizden peygamberini yalnız bırakıp terkettiği şeklindeki zihinlerde oluşan yanlış düşünceleri ve ona yapılan alaylı eleştirileri iptal etmektedir.Bu ayet özelde peygamberimize hitap etmiş olsa da O her zaman bizlere yakındır.Bize şah damarımızdan daha yakındır.(Bakınız: Kaf Suresi 16.Ayet)Dua edenin duasına karşılık verir.(Bakınız:Bakara Suresi 186.Ayet) Yüce Allah her zaman kendisini terketmeyen kullarını terk etmez.Onları sahipsiz bırakmaz. 4.Ayette geçen "Ve elbet senin için sonu önünden daha hayırlı" Cümlesi ile Peygamberimizin bulunduğu her halin sonunun bir önceki durumdan daha hayırlı olacağı müjdelenmektedir.Yani her gün bir önceki güne göre hayra doğru ilerleyecektir. Peygamberimizin hayatına baktığımızda sonun önünden sürekli iyiye doğru yükseldiğini farkederiz.Ahiret hayatının dünya hayatından daha hayırlı olduğu sonucu da çıkar.Örneğin:Medine Dönemi Mekke Döneminden daha hayırlı olmuştur.Mekke'nin Fethini Peygamberine müjdelediği gibi(Bakınız:Nasr Suresi 1.Ayet) Nihayet hayatının sonlarına doğru Yüce Allah en büyük hayrı Peygamberine ve ashabına İslam Dini'ni olgunluğa erdirdiğini ve nimetini tamamladığını müjdelemiştir.(Bakınız:Maide Suresi 3.Ayet) 5.Ayette geçen "İlerde Rabb'in verecek ve hoşnut edecek seni " Cümlesi ile Peygamberimize hoşnut olacağı birtakım imkanları vereceğini ifade eder.Nitekim İsra Suresi 79.Ayette:" Gecenin bir vaktinde kalk ve sana özgü nafile bir namaz kıl ki Rabb'in seni övülen bir makama göndermesi umut edilir." Sözü de bunu teyit eder. Peygamber'in Hicretiyle başlayan ilahi yardım, devlet başkanlığı,başarılar ve zaferler, Mekke'nin Fethi Peygamberimize verilen imkanlardan birkaçıdır. Peygamber'in kıyamete kadar bir övgüyle anılması O'na verilen dünyadaki maddi ve manevi tüm makamların üstündedir.Bu makama hiç bir kul erişmemiştir. 6.Ayette geçen "Sen yetim iken, o barındırmadı mı seni" Sözü ile Peygamberimizin yetim olarak Yüce Allah ona barınmasını sağlayacak imkanlar verdiğini anlıyoruz. Henüz doğmadan babası vefat etti.Annesinin himayesi ile büyüdü.6 yaşında annesi vefat edince dedesi onu himaye etti.8 yaşında dedesi ölünce amcası Ebu Talip onu himaye etti.Böylece himasiz kalmamış oldu. Yetim: Ergenlik çağına gelmeden babası ölen küçük çocuğa yetim denir. Öksüz: Ergenlik çağına gelmeden annesi ölen küçük çocuğa öksüz denir.Öksüzlerde yetim statüsünde değerlendirilmiştir. Yüce Allah, Kuran'da İsrail oğullarına yetimlere iyi davranmasını emretmiş yetimleri uzun bir tarihten beri koruma tedbirleri aldığını göstermiştir.(Bakınız:Bakara Suresi 83.Ayet ,Kehf Suresi 82.Ayet) Yüce Allah, devletin kamu gideri olarak savaşmadan elde ettiği malların yetimlere de harcanacağına dair bir görev yükleyerek yetimleri koruma altına almıştır.(Bakınız: Haşr Suresi 7.Ayet) Yine Devletin kamu gideri olarak savaş yoluyla elde ettiği ganimetlerin beşte birinin yetimlere de harcanacağına dair bir görev yükleyerek tedbir aldığını görüyoruz.(Bakınız: Enfal Suresi 41.Ayet) Bunun dışında bir çok ayette yetimlere sahip çıkmamızı,onları doyurmamızı, ihtiyaçlarını karşılamamızı , kötü durumlarını düzeltmemizi, onlara iyilik etmemizi,onları ve rüştüne erinceye kadar mallarını koruyup gözetmemizi,onlara düşen mirası adaletle verilmesi emir buyurmaktadır.(Bakınız: Bakara Suresi 215.Ayet, Nisa Suresi 6.Ayet,Enam Suresi 152.Ayet, İnsan Suresi 8.Ayet) Hz.Peygamber yetimleri sürekli koruyup kollamış ve onları himaye edecek tedbirleri almıştır. İslam Medeniyet'i yetimleri ve öksüzleri koruyan bir medeniyettir. Dall: Nereye gideceği konusunda şaşkın olan veya yanlış yola giden, doğru yolu bulamayan sapık anlamına gelir. 7.Ayette geçen "Yolunu şaşırmışken, hidayete koymadı mı seni." Sözü ile Hz.Peygamberin ilk vahyi alıncaya kadar putlara tapmadığını, büyük bir ahlaka sahip olduğunu(Bakınız: Kalem Suresi 4.Ayet), Her bakımdan güvenilir biri olduğu,Erdemliler Cemiyeti gibi bir iyilik hareketi içinde olduğu,Mekkelilerin yanlış Cahiliye adetlerinin içinde olduğunu bildiği halde İlahi kitap ve iman hakkında bir bilgiye sahip olmadığını bu sebeble tam anlamıyla doğru bir ilahi mesajdan mahrum olduğunu,doğru yolu bulamadığını böylece şaşkın bir vaziyette olduğunu söyleyebiliriz.Nitekim bu ayet bize bu fikri vermektedir:" Böylece sana emrimizden bir emri vahyettik.Sen kitap nedir ,İman nedir bilmezdin..."(Şura Suresi 52.Ayet) 8.Ayette geçen "Muhtaç iken, ihtiyacını gidermedi mi " Sözü ile Rabbimizden Peygamberinin muhtaç olduğu halde her türlü ihtiyacını giderdiğini onu kimseye el ,avuç açacak bir duruma sokmadığını belirtir.Aynı zamanda rızkı için çalışan kullarını da hiç bir zaman kimseye muhtaç etmeyeceğini söyleyebiliriz. 9.Ayette geçen "Öyle ise, sakın horlama yetimi" Sözü ile Hz.Peygamberin daha önce kendisi de yetim olduğu için yetimleri küçük görmemesini, kötü sözlerle azarlamamasını, yetimlere gereken değeri vermesini talep etmektedir.Aynı şekilde diğer insanların da yetimi horlamamasını istemektedir. 10.Ayette geçen "Artık soru soranı azarlama" Sözü ile asıl kastedilen Hz.Peygamberin soru soranı azarlamamasını talep etmektedir.Hz.Peygamber'e insanlar gelip bir çok soru sorduğu bilinmektedir.(Bakınız: Bakara Suresi 186.Ayet )Öğrenmek için soru sormak öğrenmeye kapı aralar.İlmin gelişmesine yol açar.Bu sebeble soru soran kişinin sorusunu cevaplamak yerine onu azarlamak peygambere yakışmaz.Vahyin ilk zamanlarından itibaren Rabbimiz Peygamberini bu yönde eğiterek vahyin anlaşılması için soru sorma kapısını açık tutmuştur. Aynı şekilde Alimlere ve öğretmenlere de soru soranı azarlaması yakışmaz. Ayette bu anlamın dışında muhtaç olup isteyeni de azarlama şeklinde anlam verme ihtimali de vardır. İhtiyacı olup isteyen ile ihtiyacı olmadığı halde isteyen aynı şekilde değerlendirilemez.İhtiyacı olup isteyeni mümkün olduğunca geri çevirmemeliyiz.Çünkü "Onların mallarında ihtiyacı için isteyen ile ihtiyacı için istemeyenlerin bir hakkı vardır." (Zariyat Suresi 19.Ayet) Esasen İslam Dini çalışmayı teşvik eder.Dilenmeyi hoş karşılamaz.Bir günlük yiyeceği olan bir kimsenin dilenmesi caiz değildir.Dilenmeyi meslek haline getirmiş kimseleri bu kötü eylemlerinden caydırmak için onlara vermemeliyiz.Eğer onlara verirsek muhtaç olanların hakkını vermemiş sayılırız.Bu sebeple onları güzel sözlerle geri savmalıyız. 11.Ayette geçen "Rabb'inin nimetini devam et anlatmaya." Sözü ile Yüce Allah'ın Peygamberine vahyettiği Kur'an nimetini (Bakınız: Maide Suresi 3.Ayet)anlatmasını ondan talep etmektedir.Kur'an nimeti anlatılarak diğer insanların da hidayete ermesi,doğruyu bulması sağlanacaktır.İnsanlığın doğru yolu bulması için Kur'an'ı tebliğ görevi tüm müslümanlara da yüklenmiş bir sorumluluktur. SUREDEN ALINAN BAZI DERSLER 1-Yüce Allah bize şah damarımızdan daha yakındır.O her zaman kendisini terketmeyen kullarını terk etmez.Onları sahipsiz bırakmaz. 2-Her şey sonucuna göre değerlendirilir.Sonu hayırlı olan için çaba göstermek gerekir. 3-Yetim ve öksüz olanları koruyup, gözetmeliyiz.Onları horlamamalıyız.Onların ihtiyaçlarını karşılamalıyız.Onları himaye edecek tedbirleri almalıyız. 4-Yüce Allah bütün kullarına doğru yola erişecek hidayet yollarını gösterir.O imkanları sunar.Kur'an insanlara doğru yolu gösteren bir kitaptır. 5-Alimler ve öğretmenler öğrenmek için soru soranları dikkate almalı, onları azarlamamalıdır. 6-Yüce Allah rızkı için çalışan kullarını da hiç bir zaman kimseye muhtaç etmez.İhtiyacı yokken dilenmek caiz değildir.Veren el alan elden üstündür.Muhtaç olduğu halde isteyeni azarlamamalıyız. 7-İnsanların doğruyu bulabilmesi için Kur'an'ı insanlara anlatma görevi tüm müslümanlara yüklenmiş bir sorumluluktur.
TÜM YORUMLAR (3)