Bir hafta öncesinde davetiye elimizde.
Sabah erkenden toplanacaktık gelin evinde.
Nedense canım pek sıkkındı düğün yerinde.
İki tarafın davetlileri karışmıştı birbirine.
Halayın başı var sonu yoktu geniş bahçede.
Karışmadım kalabalığa oturdum sandalyeye.
Sırtımı dayayınca gözüm ilişti beyaz geline.
Ne hikmet bilmem o da bakıyordu gözlerime.
Hüzün damliyordu beyazlardan kara zemine.
Zeminden de buharlaşıyordu gökyüzüne...
Eyvah!Alışık değilim böylesi kedere.
Ne yapacağımı bilmeden döndüm geriye.
Baktım kırmızı sandalyede oturan gence.
Yüreğinden damlalar dökülüyordu çimene.
Bir yolu bulup konuşmalıyım gelinle.
Yöneldim arkadaşlara sordum kendilerine.
Neden gelin hüzünlü bu mutlu gününde.
Söylesek sana duramazsın hiç yerinde.
Artık ne yapabilirim bir şey gelmez elimden.
Peki diyeceğiz her şeyi ama söz ver bize.
Çok istedi,babası vermedi sevdiğine.
Kim bilir belki sevdiği de şuan düğünde.
Kaçamadılar öldürürlerdi bulduğu yerde.
Saliha,sakın ayrılma gözlerimizin önünde.
Sordum bir beye bilir misiniz karakol nerde?
Neden diye sordu,kimliğim yok cebimde.
Söyleriz saz ekibine bulunur bir yerde.
Peki söyleyin siz,kimliğim kayıp diye.
Duyruldu alaya,az bekler yaptım yerimde.
Dikkatler kesilince,yöneldim ben caddeye.
Subay evleri karakolu hızla girdim içeriye.
Söz verin çözüm bulacaksınız bir dertliye.
Göndermeyeceksiniz beni geldiğim atmosfere.
Dinlediler beni inceden inceye bulamadılar çare.
Onlar aşiret kan mı dökmek istersin mahalleye?
Gelin hanım on sekiz yaşında yok mu çare?
Var,sor geline diyecek varmam sevdiğime.
Çünkü bilir yanacak mazlumların canı iyice.
Susup,böylece gömecek derin yüreğine.
İçimi çektim derince,gözyaşlarımı sildim elimle.
Edremit/Van.
Kayıt Tarihi : 14.4.2025 22:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!