I.
Gece simasını ifşa ediyor;
Güneşin üstünü örttüğü saatler.
Yıldızlar sanki bir yarışın içinde,
Hepsi öylesine arzuluyor ki
Gözlerin gibi parlamayı...
Sen bu hazineden bihaber,
Seller akıtıyorsun iki duru gölden,
Bütün kainat üzerime yıkılıyor.
Teninden süzülüyor yavru seller,
Damla damla dağlıyor yüreğimi.
Ayrılık kılıcı öldüremeyecek sevdayı,
Kını bilinmez mezarlarda gömülü.
Bir aşık gördüm yıllar önce aynada
Sevgisini yitirdiği yerde arıyor ömrünü.
II.
Toprak büsbütün saracak bedenimi,
Karanfillerle haykıracağım aşkımı.
Yağmur ol yağ üstüme sevgilim,
Kabirde dahi bırakma Atid'in tahtını:
Gün böyle temizlenecek karadan,
Sonra sabah diye anılacak ıssızlık.
Bir yanım sensiz kalırsa yeryüzünde,
Uçsuz bucaksız yarınlara taşacak hissizlik.
Hiçbir bahçeden çiçek sürmem sol yarama,
Naaşımda dahi kokun saklı kalsın.
Kansız şarap dizginlemez damarlarımı!
Dul atlaslardan firar etti ruhum.
Bul gözlerimi, ol hacesi hem mahkumu.
Ne ki yaşamsız hayatlara meskunum;
Seni bilmek için nefes almaya mahal yok.
Emirhan Vardar
Kayıt Tarihi : 2.12.2024 18:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Meskûn Mahal - 1. sayısında, dergiye ve derginin adına armağan ettiğimiz; Alp Eren Aydın ile beraber yazdığım ve revizyonunu Sümeyye Çobanoğlu (kasrıkadim) ile yaptığım şiirimizdir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!