Bir tahtam vardı, karalanmış hayalle,
siliğe dönüşen dualar yazılıydı üstünde.
Her harf, içimde yankı bulan bir sessizlik,
her çizik, çocukluğumun omzunda izdi.
Dua ederdim…
neye, kime, niçin bilmeden,
yalnızca içimin titremesiydi sebep.
Bir ses gelir gibi olurdu uzaktan
ama hiçbir söz tamamlanmazdı.
Kalemim yoktu,
kanımla yazardım bazen içimdeki ağıtları.
Avuç içime sinmiş bir kurumuş dua,
parmak uçlarımda titrek bir “amin”.
Bir öğretmenim yoktu,
gökyüzüydü hocam.
Bulutlar geçerken üstümden
her biri bir ayet gibi
başımı eğer, yoklama aldırırdım.
Tahta yine durur o eski duvarda,
üzerinde ne silinen ne kalan bir dua.
Ne yazsam da artık anlamıyor beni,
çünkü içimdeki o saf çocuk
okuldan çoktan mezun oldu.
Ama ben hâlâ giderim her gece,
o eski sınıfın penceresine.
Ve usulca sorarım kendime:
"Dua mıydı bu, yoksa sadece bir şiir mi?"
Ahmet Nejat Alperen
Kayıt Tarihi : 13.7.2025 22:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!