Yalnızlığın, Karanlığın ve ıssız bir odanın içinden yazıyorum yine..
Kimseye ama kimseye anlatamadığım kelimeleri;
Usanmadan, yorulmadan dinleyen Dostum'a yazıyorum bu gece..
Merhaba; gözyaşlarımla ıslanan kağıdım,
Ve merhaba; boğazıma düğümlenen kelimeleri haykıran kalemim.. Merhaba..
İçimdeki duygu öyle uzak ki; öfkeye, kine ve nefrete..
Boğazıma kelimeleri düğümleyen, beni yalnızlığa sürükleyen duygunun; hüzün koydum adını..
Çıkmazlara sürükleyen birkaç dakikanın eseriyle hüzne boğdum yarını..
Ve unutamıyorum sigara dumanında canlanan onca anıyı..
Unutamıyorum dostum o güzeller güzeli simayı..
Ve unutamıyorum hayalleri, unutamıyorum aşkımı, unutamıyorum;
Unutmak.. Unutmak istemiyorum dostum bu sevdayı..
Büyüyor içimdeki bu aşkın yarası; Ve hissetmez olmuşum hiç bir acıyı..
Kader defalarca doldurdu vademi; sonra diriltip başa sardı herşeyi..
Yaşamıyorum şimdi karanlığa gömülen Canım'a Hasretim..
En kötüsüde bilmiyorum dostum neden bu haldeyim..? !
Defalarca soruyorum kendime Neden diye?
Cevapsız kalıyor tüm sorularım; sonra yine ıslanıyor kağıdımın dört köşesi..
Yalnızlığa vurdum kendimi; dört duvara yansıtıp izlemeye başladım hayalleri..
Sonra Bir Melek girdi penceremden içeri..
Ve öylece baktı bana ''Neyin var sevdiğim'' der gibi..
Neyim var ki?
O yoksa eğer ben hiç bir şeyden ibaretim..
Yok hiç bişeyim dostum bu yüzden böyleyim..
Kayıt Tarihi : 22.12.2012 03:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!