Dört Ayaklı Minarenin Gölgesinde
Vurulmuşum Diyarbakır ortasında,
Bir çığlık düşmüş surların taşına,
Karanlık bir cinayet kokuyor sokak,
Faili meçhul bir rüzgâr üşüyor yüzüme.
İki çocuk bırakmışım ardımda,
Gözlerinin ışığına sığındığım dünyayı…
Bir baba düşmüş yere,
Bir barış elçisi susmuş kalabalığın arasında.
Dört Ayaklı Minare’nin gölgesi
Hâlâ üstümde bir kefen gibi durur,
Orada yatan ben değilim sadece;
O gölgede barışın kanadı kırılır durur.
Ben Tahir Elçi…
Yıllarca adaletin yolunu arayan bir söz idim,
Faili meçhule yazılmasın diye çocukların kaderi,
Yüreğimi koydum her kelimenin içine.
Güvercinler uçardı eskiden Diyarbakır semalarında,
Şimdi bir güvercin yatar yerde —
Barışın en narin hâli,
Kanadı kırık bir umut gibi.
Bilin ki;
Ben susmadım, susmayacağım da,
Her duruşmamda, her haykırışınızda,
Sözlerimde yeniden doğacağım.
Dört Ayaklı Minare’nin taşlarına dokunun,
Sıcağımı hissedersiniz hâlâ;
Adalet bir gün mutlaka kazanır,
Çünkü ben, barışın öldürülemeyeceğini biliyorum.
Kasım/2025
Kayıt Tarihi : 28.11.2025 15:21:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!