Sadece genç biri
En susuz olduğum günlerde tuttu elimden
Bilseydim bırakmayacağını, lanetleyeceğini
Hayatımın her anında gölgem olacağını
Tutar mıyım bilsem beni zehirleyeceğini
En masum günlerimde yapıştı yakama
Şimdi gördüğüm şu dağlardan bile uzaksın
Gözlerinin yeşilide şu ağaçlar gibi soldu
Nefesinde rüzgarlar gibi duraksadı
Sen gittiğinden beri hava keskin bir soğuk
Ama öyle sıcaktı ki yanın morg bile ısıttı içimi
Seni kalemsiz kağıtsız bekliyorum
Gurursuz güçsüz bekliyorum
Yanağıma süzülen fırtınayla...
Gerekirse tüm insanlık çekilsin yanımdan
Bütün benliğim terk etsin beni
Yine de bekleyeceğim seni
Mum diktin ufacık pastanın üstüne
Üflemeden sönsün istedin kendi kendine
Öyle güzel yandı ki alamadın gözlerini
Bir de korkardın karanlıktan, bilirim
Aydınlatınca hiç sönmesin istedin
Mum küçüldükçe kimse kalmadı yanında
Dudaklarımızın kıyısı değince birbirine
Bir ordunun ayak sesleri yükseliyor göğsümde
Nefesin, kendi nefesim gibi yakın
Bir ok gibi saplanır gözlerin gözlerime
Bir hortum misali çekiyorsun kendine
Şimdi gözyaşlarım acına can suyu oldu
Gözümde ki toprak kanla bir oldu
Göğsüm alev aldı, havalar soğudu
Şimdi kalbim gibi nefesimde durdu
Gülüşün gülüşüme cenaze oldu
Gözlerimiz karşı karşıya geldi
Bir sokağın ortasındaydık
Otobüs beklerken buldum kendimi
Ellerinin üstüne değdi ellerim
Bankta oturmuş dinleniyorduk
Ellerimden kayıp gidenler
Sadece ellerin değil, onlarla birlikte zamanda
Odamda yere uzanmışım
Gözümün yaşları da eşlik etmiş bana
Senden sakladıklarım
Göğsümde yeşeren bir çiçek gibisin
Kurakta yetişip de, yeşerttin beni
Kokunu kimse almasın, saklıyım seni
Uykularım senin olsun, sen benim
Öyle susadım ki cennete düşen bi damlaya
Yüzüm gülsün sana
Yüreğimde ki sevincin hepsi sana
Kıvırcık saçların, sarsında bedenimi
Yorulmuş gözlerim, tükenmiş ellerim
Zayıflamış bacaklarım, susamış dilim
Yalan söylesin sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!