DOKUNUŞSUZLUK
Eprimiş bir ölüm tenidir dokunduğum hiçbir ısıyı alamıyorum....
Çıplaklığıma üşüşen gülüşler kemiren sancılarımın izleridir
tamusal bir renge bürünen dudaklar sesimi emmektedir her vakit. üşümüşlüğün sonrasında düşlerime bir zamanbozumu saplantısı yerleşiyor oysa ne hava iyileşiyor ne düşler ne benim bakireliğim ne de zamanın...
Donup kalan sarının azabını çekiyor bu hayat deviniminin ölümsü izinin ardından ağlayarak. ıslaklık kökünden başlıyor insanın sonrasını sürdürüyor; kurumaya ve kül olmaya doğru...
kara ve rüzgarsız bir havada varolmanın şerefine k-anımı içiyorum
ama sonra üşüyorum.
neyin yüksekliğine erişti bu soğuk
kendini saçarak yaşadığı kaçıncı hazzı bu
ürkmeden sokuluyor aklıma
ürkütmeden sokuluyor aklım da.
Yaralarım,
yaralarım çağrı salgılıyor,el salgılıyor
küf tutmuş tüm üşümelerim dokunuşsuzluk salgılıyor.
Kayıt Tarihi : 3.8.2005 23:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!