Ne ilmi fenlerin kifayesi
Ne felsefenin naru payesi
Anlamsızlık ve tanımsızlık
Duygularımın olmuş pirayesi
Oturmuş ben seni düşünür
Atalardan kaldı müktedir olan şan
Akar yürek nehirler gibi hürüşan
Duyar mısınız yankılanır kehkeşan
İhtizata getiren düğün bir nişan
Ateş oldum tutuştum, sakınmasaydın bu gözleri
Bekledik ya aşkını, nedir bu ızdırabın ederi
Nafile, ben bir bakışına beklerim mahşeri
Amam dahi vermedin, yoksa değil misin aşkın eri?
Gel çıkalım birden beşe, gökteki yıldızlar necedir?
Günüm uzun olsun, bugün aşığım.
Dünüm uzak olsun, pek sevdim.
Azraile borcum olsun,yarın da seveceğim.
Dünya bölünse ikiye
Yarısı sen olsan, yarısı ben
Yine bir bütün olmayacak mıyız?
Ayı sen kapsan, bense güneş
Yine bir eş olmayacak mıyız?
hiç son kez vedalaştınız mı annenizle
benim hiç vaktim olmamıştır vedaya, tecrübesizim
aksine darıldım, kapı çarpmasız gidişlere
uyandırdılar bensiz cenazeye daha öncekilerinden farksız
ben bir kere seyrettim bensiz cenazeyi, katılmadım
Aşkından muhtaç halde sürünürken
Ey sevgili yağmur gibi yağ
ve söndür sonsuz ızdırabımı
Tanrı çıkardıysa beni
Topraktan taşa
O kadın
Yarattı beni baştan başa
Minarelerden yükselir ezan sesi
Gökler yankılanır, gür bir nağme
Titrer bilmem kaçıncı beşeri
Göğsümüzde kıyametin yankıları
Yaşlar süzüldü gözlerimden
Kahr ile doldu gönlüm, tükeniyorum
Sonsuz acıların kucağında
Harap kalbim kan ağlıyor, avare
Bir çıkış yok, her yer karanlık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!