Günaydın ey nazlı beyaz
Kokusu bir şehire bedel çiçek.
Bir bahçe kapısına sarılmışsın,
Bazen bir korkuluğa.
Yalnız değilsin hep.
Seni,belkide bu yüzden
Dualarımın duyulduğuna inandığım kadar,
Seni sevdiğime inanıyorum.
Dualar nasıl sessizce yapılırsa,
Sevdiğimi öyle söylüyorum;
Dile getirmiyorsam kızma.
Sen benim sevgilimsin,eşimsin,dostumsun.
Gürültülü yaşadı,
Sessizce gitti.
Cümle kapısı önünde
Bir çift ayakkabısı kaldı...
Bir çuval pirinçte
Bir tane'yim ben;
Benim gibiler,
Biz olmazsak
Sarmaş dolaş,
Nasıl geliriz masanıza,
Su nasıl hayat verirse toprağa,
Toprak nasıl can olur kokarsa çiçekte,
Toprakla su gibiydi aşkımız;
Edirne’den Kars’a kadar toprağımız,
Karadeniz’den Akdeniz’e,Fırat,Dicle kadardı suyumuz.
Biz Anadolu kadar zengindik.
Kirlenmeyen ne kaldı?
Sevdaları da astılar ipe
Sürekli indirimde,
Seç beğen al…
Maskeler çoğaldı yüzde,
Bir zamanlar paha biçilmeyen şeyler
Ayrılınca evler,
Sevgiliye benzer;
Bazen,
Bir merdiven başı
Burnunda tüter...
Gittin;
Tadı kaldı gülüşünün
Kahverengi.
Bir düştün ki koynuma
Akıp,tüm hücrelerime
Kahverengi.
Balık rakı ve sen
Nasıl baş ederim sizinle?
Üçünüz birlikte,
Bu akşam yine yeneceksiniz beni.
Hele birde rakının küpü
Çıkacak karşıma;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!