Sana Diyemedim
En çok,
ağlayan yanıma “sarıl, geçsin” demek isterdim;
omuzuna yaslanıp
gözyaşının kenarında dinlenen o kısa sükûnu
paylaşmak isterdim.
Sana diyemedim.
Bakınca göremediğim bir kapı vardı yüzünde;
tokmağı içimden tuttuğum,
açılmayan.
Cümlelerim anahtar değildi,
dilimde dönmeyen bir pas vardı.
Sana diyemedim.
Gece, bardakta ılıyan su gibi sakinleşti;
içimdeki kırık cam
yavaş yavaş köşelerini bıraktı.
“Gel,” demek istedim, “gel de
yarama omuz ol, kanamasın.”
Sana diyemedim.
Böyle zamanlarda bir mendil olur insan,
bir ucundan gökyüzü,
öbür ucundan çocukluk sızar.
Ben mendilin ortasında kaldım;
ne göğe yetişebildim,
ne çocukluğa dönebildim.
Sana diyemedim.
Birdenbire değil,
yavaş yavaş ağrır bazı şeyler;
yağmurun duvara çektiği ince çizgiler gibi.
O çizgileri silmek için değil,
yanına bir çizgi daha çekmek için
yanında olmak istedim.
Sana diyemedim.
Elini tutup “sus” demek isterdim,
susmak korkudan değil,
yan yana aynı nefesi bölüşmekten olsun diye.
“Bak,” demek isterdim, “korkunun en karanlık yeri bile
bir omuz kadar aydınlanır.”
Sana diyemedim.
Şimdi biliyorum:
bazı sözler, dudaktan değil
yaradan geçerek varır yerine.
Ben içimden söyledim,
sen duydun mu, bilmiyorum;
ama hâlâ geçip giden her rüzgâra
aynı cümleyi iliştiriyorum:
“Gel, ağlayan yanımı sar geçsin.”
Sana diyemedim.
Kayıt Tarihi : 5.9.2025 19:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!