“nesin sen?
çehrende elem
sesinde ki eski renklerden
nasıl şiirleşiyor kalemine; hüznü ahenkli bir Adem? ”
kekemeyim diye
üstünde martıların çığlık çığlığa döndüğü deniz sırtlarına
akşamları ölü balık numarası yapamaz mıyım?
kendime şehirden bir hane seçip
ışığından yakamozda sererim..
bak işte hane,
tutmuşum ucundan dökmüşüm akşamın denizine
içinde sen varsın diye..
martılar,
insanlar,
sokaklar,
caddelerden banane! .
sonra yine hane
sonra çocuk
sonra açlık
geçim derdi
konunun bu kadar uzayacağını kim derdi?
“neden ağladı ağlayacak gözler biriktiren masallar anlatıyorsun,
hep öksüz çocukların kucağına düşeceğini şart koyarak
göğe, düşecek elmalar bağışlıyorsun,
sonra hüznünü süslüyorsun masaldan sonra susarak? ”
gözlerini denizime diksene,
çünkü akşamcıdır ve kalabalıklardan firaridir her yakamoz
çünkü ağlamaya hazır her göz çıldırmış bir karanlığa yansımak ister
çünkü her kadın nedense bir erkeğin omzunun çöken tarafına yaslanmak ister
ve nedense her erkek çöken omzunu gizler..
sende işte dokunma pullarıma yâr,
hikayesinden sıkılmış ölü bir balığım ben; olabildiğince mundar!
Kayıt Tarihi : 21.5.2010 00:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!