Ey sevgili yüklemişsin derdin
kervanını....
Soluk, sessiz ve kırılgan aşk
mevsiminde
Bir sarılışın anlamı sonsuz sayılarda
çözülmeyen bin korku ve ihtiras
Bir yaşam düşün çığlıklar yükselten
Ve her dem güneşe hasret
Ağlamaklı bir gökyüzü ve sevişmeyen
İmbat rüzgarı
Sürgün ölüm ve gökkuşağının solgun
Renkleri
Akşamın nabzı atıyordu
Gündüzü kovarcasına
Canlar mutluydu
Sevişmek için mum ışığında
Dudaklar birleşip yürekler hoş
olunca
Gözlerine hapsolmuş yüreğim
İçime akmış bedenin ruhun ve sahra
çöllerinde dolaşan güzelliğin
Ben masallarıma seni yazdım ağlarken
ve rüyalarımdaydın her şarkıda
kim bilir benim mecnunluğumu ve senin
Tutuşmuş bir yüreğim
Gölgesinden bakarken
Yıldızlar sevişiyordu
Gökyüzüne inat
Ne naz vardı ne ihanet
onlar düşün evreninde baharla kardeştiler
sevdalar kralığında...
dert elem nötrdü her zozanda
girdaplar sorulmaz ateşler yakılırdı
sevda dolu yüreklerce
Kendime ihanetti sana olan sevdam
Katletmiştim hüzünbaz çocukluğumu
Ağıttı göz yaşıydı ve sonu olmayan karanlıklarda
Aydınlanmayan acı bir dem di
Umuda kurşun sıkmaktı sana olan sevdam
bir uçurumdur dedikleri sevda
girdap karanlığı çelişki sonsuzluğu
kim halaya durmuş gökkuşağında
sevdalıyken.....
hücreler titrer ve çaresiz kalır,ruh ise
Uykularım kaçtı
Aydınlığı lime lime eden karanlıkta
Nedense aklımdasın
Denklemler kuruyorum sana dair
Seni seviyor ve sana bir gül veriyorum
İşte gidiyorsun hıçkıran bir
demde...
evrenin isyan çocuğuna
gülümseyerek....
Acı bir sessizlik ve kahrolası bir
çaresizlik...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!