Din ve mezheb terörü var bölgemde...
Bölgede İsrail devleti oldukça din savaşı olur...mezheb savaşı da...çünkü İsrail ajan kullanır...Sebeciler vardı eski tarihde...sebebciler hiç bitmez İsrail devlet olarak kaldıkça bu bölgede...
Din ve mezheb için savaş zamanımda şer oldu.Dinime can-mal kurban ama boş iş.İsrail-şia-vehhabilik için boş oldu savaşmak.şahidiz
"Hak geldi batıl zayi odu"dinve mezheb eğitimi sadece kendi insanını diri tutar...kimse dinnden mezhebindendöned...Siyonist olmadı şia olmadı vehhabi de olmadı bölgemizi hiç bir mezheb kazanamadı...onca paralar ve canlar boşa gitti şehit denilse de...ama ekonomi terörü de vardı AB nin işiydi bu bölgemizde...ırkları mezhebleri savaştırdı ama paraları emekleri gördülerki boşa gidiyor...vaz geçildi...
Minarelerden Ne güzel yankılanıyor:Ezan, birliğin sesi.Salâ, direnişin ve dirilişin nefesi...
15 temmuzlar bitmez şia-vehhabilik-siynizm bölgemizde olduğu müddet...şiacılık -vehhabicilik terörrsüz yürütülüyor artık ama Siyonizm nükler bile kullanır...ama bu siyonizmin de sonudur...
"doğu Akdenizde ne işimiz var "diyenler darbeci çıktı Siyonizm in yararı içindi bu söz çünkü ve darbeyle doğu Akdenizden uzaklaştıracaklardı bu ümmeti..."ebu lehebin elini kurut "der tebbet suresi şiyonizm ebu leheb günümde..şia da vehhabilik de...sunni en ehven mezheb...yanlışı var mı var...mezheb beşer işidir çünkü...
Tarihsel süreç içinde Müslüman ülkelerde mezhepler arasında zaman zaman çatışmalar yaşanmıştır. Örneğin, 1500'lerde başlayıp 1639 yılına kadar süren Osmanlı-Safevi savaşları
Hz Ali-hz Muaviye kavgası da ırkçı arabla ihlaslı arab arasında geçti...Ebrehenin eli dirildi bu kavgalarla...
Hanefi mezhebi: İmam Ebu Hanife'nin adını taşıyan mezheptir. Şafii mezhebi: İmam Şafii'nin adını taşıyan mezheptir. Maliki mezhebi: İmam-ı Malik'nin adını taşıyan mezheptir. Hanbelî mezhebi: İmam Ahmed İbni Hanbel'nin adını taşıyan mezheptir.Türklerin mezhebi HANEFİYDİ...en birleştici mezheb en büyük mezhebdir...
Hanefi şianın da vehhabiliğin de çatısıdır...en büyük mezhebdi devrinde...ve bu gün de bu mezheb çatı edinilmeli...
slamiyet ile ilk tanışmaları Emeviler dönemine rastlayan ancak Abbasi devleti zamanında İslam dünyasıyla etkili bir iletişim içerisine giren ve kitleler halinde Müslümanlığı kabul eden Türklerin tamamına yakını Hanefi mezhebini benimsemiştir
Şîa mezhebi İslam'da akide ayrılığının sonucu olarak ortaya çıkan ilk mezheplerdendir. İmametin Hz. Ali ve nesline ait olduğunu düşünen İmamiy- ye, Şîa mezhebinin bir koludur. Bu mezhebin mensupları telif ettikleri tefsir- lerde kendi mezhebî görüşlerini destekleyecek yorumlara yer vermişlerdir.
Peygamberimiz (asm) ne Şafidir, ne Maliki, ne Hanefi, ne de Hanbelî… Peygamberimiz (asm), bütün bu mezhepleri çekirdeğinde ve gövdesinde barındıran bir şecere-i rahmettir.Ümmetçiliğe ve mezhebliliğe karşı çıkanlar dan çoğu peygamberi sünneti Kur'anı ölçü almaz... ve Siyonist ajanı mürtedlerdir...İhtilalciler bile sunnidir ama ehven-i şer görmüşlerdir siyonizmle birleşmeyi...Oysa Siyonist diğer insanları hayvan görür sınıfçı bir dindir o...
Suudi vatandaşlarının çoğunluğu Selefi mezhebinden Sünnilerdir. Şiiler Müslüman nüfusun %10-15'ini oluşturur. Nüfusun büyük bölümü Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine, Dhahran, Dammam, El Huber ve Hufuf gibi büyük kentlerde toplanmıştır.
İslam'da Sünnilik, Şiilik ve Haricilik olmak üzere üç ana mezhep vardır. Bu mezhepler de çeşitli açılarından kendi içinde alt mezheplere sahiptir.
Alici muaviyeci ayrımıdır Şiilik...esmaya tevbeliye manevi lider de...Şiiliğe gerek duyma...soy değil iş ainedir e...esmaya tevbeliyi manevi lider seç her asırda...ırk ayrımı soy ayrımı aldatıcı bir hileden başka ne olabilir ki...Şiiler peygamberin ölümünden sonra Hz. Ali'nin başa geçmesi gerektiğine inanır ve Ebubekir'in ve diğerlerinin halifeliğini kabul etmez. Şiiler imam çizgisinde gider ve bu imamların peygamber ve Allah tarafından seçildiğine inanır
İsmini kurucusu Ebû Hanife'den (Numan bin Sabit) (699-767) alır. Türkistan, Afganistan, Türkiye, Hindistan ve Pakistan'da yaygındır. Hanefi mezhebi dört sünni mezhebin nüfus açısından en genişidir. Hanefi mezhebinde bir konuda hüküm çıkarmak için önce "kitaba" (yani İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'a) başvurulur.
Nüklerli bir dünyada mezheb savaşı abestir...din savaşı bile sonuçsuzdur...nükler kullanırım denildiği an bitirilir çünkü...İran'da din, CIA World Factbook'a göre, İranlıların yaklaşık %90-95'i kendilerini resmî devlet mezhebi olan Şiilik ile yaklaşık %5-10'u ise Sünnilik ile ilişkilendiriyor.
Mezhbli ol mezhebçi olma terör estirme...sadece tebliğle yetin yani...bölgemiz terör ve savaşlarla fakirleşti terör din mezheb terörü de olsa şer görülmelidir...Zındık olmaktan kurtulmak için, bir mezhebe girmek, yani Ehl-i sünnet olmak lazımdır.” Dört mezhebin kolaylıklarını toplayan kimse, dört mezhepten hiçbirine uymamış, Ehl-i sünnetten ayrılmış olur. Mezhepsiz olur. Görülüyor ki, dört mezhepten hiçbirine uymayan kimse, mezhepsizdir.
Namaz esmaya kulluğa secde ve kulluk için kıyama eğitime teslimiyetin özetidir...Şiilikte namaz üç vakitte toplanmış beş namaz olarak icra edilir. Sabah iki, öğle ve ikindi dörder, akşam üç, yatsı dört rekâttan oluşur.
Esmanın sahibi Allahtır ama peygamberler ve varisleri tevbelidirler esmaya örtüşürler esmada Allahla yani manevi liderlik o kişinin hakkıdır...Sünni İslam ve Usûlî On İki İmamcı Şii İslam'dan farklı olarak, Alevilikte bağlayıcı dini dogmalar bulunmaz ve öğretiler, tasavvuf tarikatlarında olduğu gibi bir manevi lider (Dede) tarafından aktarılır. Aleviler, İslam'ın altı inanç esasını kabul ederler ancak bu esasların yorumlanmasında farklılık gösterebilirler.
İslamın ölçüsü esmadır..."et-Tahirdir Allah bedeni ve gönlü temizlemek farzdır...Şiilerdeki gusül abdesti iki şekilde alınabilir: Birincisi: Tertibî gusül. Bu gusül bildiğimiz Ehl-i sünnetin guslü gibidir. Önce başından aşağı su dükerek, sonra sağ omzundan, sonra da son omzundan su dökerek yıkanır
hiristiyanlarda da 30 yıl savaşları var mezhepçilik savaş ve terör getirir bölgeye.tebliğ sadece tebliğle yetinmelisin ey mezhebli ey dinli...teröre ve savaşa şer gözü ile bk fakirleştiir çünkü...
Hamdi Oruç
Kayıt Tarihi : 16.7.2025 09:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!