yazmak yerine
bulutlara savurmak hayalleri
belkide vazgeçmek
ve yahut
sonsuz olmak adına
unutmak yazılan kaderi..
Tıkalı, gitmeyen, süregelmeyen tümceler
Yalız amansız
Ve sıkıntılı bir kaos
Ve bitmek bilmeyen kahredici,
Umursamaktan usandığın
Sessiz sedasız
o koltukta bıraktığın sıcaklığın
perdelere dokunuşun
titreyen yarı sönük bakışların
sigaranın ilk dumanına kondurduğum ışık
şimdi eskisi gibi değil sohbetlerin ayak sesleri
ciğerlerimi söktün gittin
karpuz kabukları düş kurarken
denizin koynunda
uykusuz takalar
ruhumu bıraktım avuçlarına az önce..
vakit kuşluğu beş geçmekte
bir susuzluk peydah oldu bilmem neden
Soğuk taş bir duvardı
Tüm soğuğunu işleyen bedene
Küflü bir gece
Battaniyeler ince
Sesliğin dururken öylece
Bu sabahta aradı gözlerim dokunmak için gözlerine
yağmur başladı yağmaya..
hüzünkovanının akrep sokan yollarına
kuşları yitik,saniyeleri sinesine çekik..
bir okadar silik bir tabloydu sanırım..
biraz nemli,biraz sitemkar..az siyah beyaz..
petrol tonlarıyla altı çizili bir kaldırımın
kabullendim
tozlu iskemle gibi…
çatı katı anılarıyla yaşamayı
kararsız maviliklerimde terk etti dün
senelerce yok sandığım ne varsa…
dağladılar bir bir…
şehir eskileri kırkıncı ikindisinin soğumuş gölgelerini yırtarken..
ilk cemrenin akıl almaz veryansınları gözlerini kapamış
ve
esaretin son kemerini de takmış beline,
son onuncu damlası kavuşurken toprağa,
bilinçsiz bir cellattı şimdi,
ağlama zafer sanacaklar hıçkırıklarını
olma küskün
gölgeler sermiş,
savasatlay.tr.gg ye davetlisiniz antalya radyosudur sizin gibi degerli bir şairi aramızda görmekten onur duyarız
yüregine kalemine sağlık çok güzel şeyler insanın tekrar tekrar okuyası geliyor