İnsan dışardan aldığı darbe ve kayıplarla sendeler, içerden aldıklarından çökermiş.
Bu benim sırrım olsun
Kimse öğrenmesin..
Yarasını gösterdi bana, elini uzatıp
Biraz mahçup, biraz meraklı..
Korktu canı yanacak diye;
pişmanlıkla çekti yüreğini..
Sevmeyi öğretiyorduk birbirimize
Ben her zaman gitmek istedim
Beni bağlayacak sağlam bir kaç neden yoksa eğer
Bir neden demiyorum,
Bir nedenle çok şey kaybettim
Yolculuklarım da böylelikle başladı..
Her sabah uyandığımda hissettiğim o duyguların yerini
kocaman bi boşluk almış gibi.
Kocaman bi sevgi ile, umut ile uyanırdım sabahları,
ne kadar yorgun olursam olayım,
ya da ne kadar hasta-biri
kulağıma fısıldardı sanki,
Benim bütün pencerelerimde çiçekler var bütün kapılarım sevdayı açılıyor
ölümüne yorgun muyum, yorgunum
ama çaresi yok.!
ısınmışsa bir kere ellerin
sevmezsen kahrolası dünyada
şekerim bile tadı yok ..!
Karanlık yüzünde tokat.
Işığı görmeye gücü Yok.
Ayakların kararsız,
derin bir yalnızlıktan sürüklenmiş..
Yolun sessiz,
gözyaşların içte taşmış.
Bir uzun yol varmış
Peri kanatlarının arasından
Nehirler boyunca uzanan..
Günler günleri kovalıyormuş
Biz;
Yorgunluğun şekerpare tadındayız
Kalp, hançer gibi olmak ister
Yağmur gibi çarparken bilmediği yerlere
Mesela bir buluttan atlamak istersin
Kollarını açıp..
Düşlenmiş her şeye karşın
Şiddetle çarparsın asfalta
Tarifi zor, yaşaması da..
Bir yere ait olmadan bin yerde bulunmak.
Ruhlar aleminde sonsuz bir seyir gibi..
Beklentilerden başka ne karşılıyor ki hayatımızı..
Bizim olanlar.. bizi bulanlar..
Sonsuz bir açlık Yaşar gibi dünya..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!