Benim başıma geldi, benim
Eğik tahtalar
Öyküler uzun öyküler sessiz
Siren çığlığında çıplaklık
Bağışlayamam artık seni
Sen bitik ben yenik
Gönül sazima vurdum ,ah diye diye
Duyuramadim sesimi
Kalbim vurdu kıyıya
Dalgalar sardı etrafını
Köpüğü kalmış göründü gözüme
Vardın mı ateşe
Hikayesi olmaya
Kara kuru kadavraya
Oysa gelebilseydin bana
Hem yemek iyiydi , hem yatak
Ayaklarım Var
Şıkırtilarla sallanan ayaklarim var
Her adımda yeni yeni açılan yollara varır.
Vardır bilir
Ama bu sonsuz yolun yan sinirlarinda izleyiciler
Aldım verdim ben seni yendim
Ben terziydim
Sensiz de prova yapan
Bir yalana, talan yapan
Başı aşk mıydı sıfır mıydı gerisi
Bilmiyorum
Ağustosta çınar gölgesi serinliği miydi ?
O biri miydi , aşkın kendisi miydi
Adsız şairler diyarı için mi sevildi
Bilmiyorum
Birden bire
Bana öyle bir öğretmen gönder ki
Fısıldasın doğadan
Sonsuz tılsımdan , büyülü gerçek olsun
Ve bu birdenbire olsun .
Saniyenin trilyonda biri kadar zamanda , ışık hızından hızlı
Bir Meyhane
Bir meyhanede durup durup
Beklemeye koyuldu.
Dört gözle bekledi onu,
Bahçede gömülü karanfili
Zaman dursa da dalgalar akar
Ruh öfkesini yollar ya
Meleğin göz kırpması başlar
Seni iyileştirecek olan
Yıldızlarsa farklı o an
Değer
En kıymetli mücevher değerse
İnsan
"Değer"ini kaybetmişti.
En kıymetli şey birine değeri



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!