Elime değmiş ellerinin bir başka ele değme ihtimali karşısında çaresiz çıldırıyorum.
Bana baktığın o güzel gözlerle, bir başkasına bakma ihtimalin beni öldürüyor.
Her zerresini ezbere bildiğim bedenini, bir başkasının ezberleme ihtimali intihar vesilesi.
Orada dünden kalma bir fotoğraf.
Bir yanında sen oturmuşsun masanın diğer tarafında ben.
İki fincan duruyor pervazın kıyısında.
Az evvel içmişiz besbelli.
Yere dökülen fallar kurumamış daha.
Sahi o gün ne dilek tutmuştuk,
Ey sevgili bizde sevda, cümle cihanda nişan,
Namekanda ruh, canda abıhayat perişan.
Tepside sunulan zehri şerbettir bize,
Kasede bade, lebde tenler perişan.
Eylenmez gönlümüz, yol ki varmak içindir,
Ansızın geldin.
Zamansız gitme.
Zira daha çok sevecek günlerim var seni.
Sağrısındayım sensizliğimin,
Özlemin uçurum, dağ başlarından.
Duysam heralde sesinden vurulurum.
Bileklerimde sancı en babasından.
Ben seni düşlemezsem ölürüm.
Düz cümlelerle sev beni.
Devrik cümleler benim lisanım.
Sen, seni de,
Ben, senin beni sevdiğini anlarım.
Uzun cümleler kurma bana,
Galaksiler,
Yıldız kümeleri,
Kara delikler,
Çarşaf gibi sere serpe süt gibi bir liman,
Mavi bir deniz ve uzaklardan geçip giden gemiler.
Öyle kalabalık öyle çoğullar ki,
Karnımın açlığı yokluktan değil,
Sevgisi yüreğime ekmek sevgilim.
Dudaklarım kurumuş dillerim çorak,
Badesi ruhuma yağmur sevgilim.
Elbisem paramparça ceblerim delik.
Kimin kimle savaştığının bir önemi yok.
Ölen her yerde insan.
Çocuk heryerde çocuk.
Hep şöyle bir dünya düşlerim.
Çocuklar parkta oyun oynarken,
Büyükler ağaç altında sevişmeli sevgilim...
Ocağın üstünde pişen ne ise,
Bırak yansın hepsi seviş benimle.
Bardaklar kırılsın camlar kırılsın.
Bırak tuz buz olsun seviş benimle.
Kapımı çalındı duyma sesini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!