Hazan vaktim gelmiş dert katar katar
Ha bir eksik ha bir fazla dert değil.
Sinem de katmerli hüzünler yatar;
Ha bi eksik ha bir fazla dert değil.
Her türlü riyayı yalanı gördüm,
Can dedim desise planı gördüm.
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Hece vezninin mazisi, en eski Türk edebiyatı vezinlerine kadar uzanır. Orta Asya devrinden kalma ve İslamiyetten önceki devirlere ait Türk edebiyatı örneklerinin ufak tefek aksamalar hariç hece vezniyle yazıldığı görülür. Türkler, Müslüman olduktan sonra öğrendikleri Arap ve Fars (İran) dilleri ve edebiyatlarından bazı ilmi, dini ve içtimai kelimelerle birlikte, aruz veznini de alarak bu veznin bahirleriyle mükemmel şiirler yazdılar ve bir Türk aruzu meydana getirdiler. Bu bakımdan aruz vezni de millileşmiş oldu. Ancak bu vezin daha çok büyük şehirlerde, devlet büyüklerinin çevrelerinde ve ilim muhitlerinde kullanılmış, halk içinde yetişen şairler, asırlar boyu hece vezni ile yazıp söylemeye devam etmişlerdir. İşte bu balamada eski hece ile yeni hece şiiri akımları arasında da bir fark vardır.Bu fark eski teknikten yola çıkan böylesi ustaların şiiri modernize ederek bugünün yorumu gereği anlaşılır ve cazip hale getirimesi sağlanılmalıdır.Ancak hece şiri bu şekliyle başarının zirvesine çıakacak ve kendi yerini dha da sağlamalştırarak yüzyılları doalaşcaktır.Türkü türkü gönüllere akacak ve her yeni gelen nesil şiirde kandi döneminin izlerini bulacaktır.Bu da heceyi evrenselleştirerek ölümsüzleştirecektir.Bu bağlamada değerli hocamızı ayakta alkışlıyorum.saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta