Bir şarkım daha var söylenecek
Henüz vakit erken
Saat akşamüstü…
Minör ya da Majör
Bir kaç eksik nota
Tohumlar uykuda
Ne filiz var, ne fide
Birde Fidel vardı artık oda yok.
Zaman her halukarda geçmekten sorumlu,
Geniş zamanda bol keseden hayat,
İnsanın düşü bu,
Güneş değmeden penceremize
Bulutlara dokunur gibi ellerim
Çizik içinde üstü karalı,
birbirine karışmış,
Üst üste alt alta sevişen,
İçi yaralı isimler tahta masamızda
Serin mavi bir gökyüzü ol
Sokağımızın sonu deniz,
Üç gün tutalım,
Cuma’dan başlasın.
İlkini ben demiş oldum,
İkisi senin.
Hangi ölümüne sevda bekliyor beni
Kimbilir hangi şehirde
Nasılda içmişiz böyle bir akşam vakti
Salınıyoruz sokakta.
Adressiz isimsiz onu soruyorum
Kafamda ki huniye aldırmadan.
Semtin en afili kuyumcusundan
sana bir altın yüzük almıştım.
Üstünde ipekten bir elbise İstanbul.
Ayyuka çıkmıştı sevdamız
Gülüşleri 3 adamın çınlamıştı
Boşa kullanıyorum harfleri
Hiç bir anlam ifade etmiyor
Öylesine yan yana diziyorum kelimeleri
Cümleler kuruyorum kadın
Bir hecelik aşk anlatımı
Sen bilirsin Nemika’cım
Göt gibi ortada kalırsın bazen
Taze bir kadın yüzünden
Bayat bir uykuya dalarsın
Limanda gemiler demirlemiş
Bir banka çekilmişim sessizce izliyorum
Birinden bahsediyorsun
Neydi diyorum dinlemiyormuş gibi.
Bana seni soruyorsun.
Bir renge bu kadar anlam yüklenirken Zaim.
Karanlıktan gelen korkutur aydınlıkları
Bunu iyi belle bak.
Beyaz karanlıkta kaybolur kaybolmaz
Meselemiz bu değil
Mesele çok önemli de değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!