Derin Anlamlı Kadın-Erkek Söz Düellosu
SON DANS
Kadın başlar:
Ben ki toprağın türküsüyüm,sabrım sonsuz su, Sen bir yaz fırtınasısın,gelir geçersin hızlı. Kök salmışım zamanla,sarsamam deme hiç, Bir esinti gibi gücün,unuturum seni belki.
Erkek cevap verir:
Sen topraksın belki ama,ben yağmurum ki sana, Susuz kalma gizlemezsin,çatlar sessizce bağrın. Fırtınayım evet,savururum önüme çiçekleri, Asıl sen dayanamazsın,özlersin deli rüzgarı.
Kadın devam eder:
Yağmur olup yağdığında,sel olurum belki ben, Sürüklerim önüme,en gururlu çakıl taşını. Sığ dereler gibi coşma,övünme çabuk akan, Denizlere kavuşurum,sen burada kalır ufaktan.
Erkek karşılık verir:
Denize mi?O deniz ki, benim gözyaşlarımdan, Her dalganın ardında,bir sırrım yatar bilinmez. Sen çakılsın,kum ol da, dokunayım ayaklarına, Ya da bir adaya dönüşürüm,seni benden ayıran.
Kadın derinleşir:
Kum olmam,olamam ben, cam olurum ateşte, Sertliğim keskin eder,en sert bakışları bile. Ada demek yalnızlık,ben ki cennetim bağlık bahçelik, Girmeye cesaretin yok,dikenlerim var gizli.
Erkek meydan okur:
Cennete girmek için,zaten dökerim kanı, Her diken yarasında,büyür tutkum katmer katmer. Cam da etmez beni kesmez,aynamdır belki sen, Kendini görürsün sade,bana bakarken bile.
Kadın alttan alır:
Ayna desem ne fayda,yansıtmam ki seni asla, Bulanıksın,derin değil, ışığımı emersin. Bir mum yakar söndürürsün,hiç ısıtamaz tenimi, Oysa ben güneşim bazen,affetmem kimseyi kıran.
Erkek yumuşar gibi yapar:
Güneşe de yazık olur,yalnız yanması boşlukta, Gece olur usulca,sararım etrafını. Yıldızlarla süslerim,siyah kadifeme çekerim, Isıtmazsan beni sen,kimliksiz kalır sevgim.
Kadın zekasını konuşturur:
Gece de bir masaldır,gerçekler unutulur, Gündüz olunca görürsün,çiğ taneleri yaprağımda. Her biri bir cevaptır,senin o sözlerine, Yakar geçer hepsini,sabahımın ilk ışığı.
Erkek karanlık bir zarafetle cevap verir:
Çiy taneleriyle mi?Onlar da benim olur, Güneş doğmadan evvel,bir inci olur her biri. Toplar saklarım cebimde,sana geri veririm, Kendi cevherinle vururum,kalbinin en hassas yerinden.
Kadın metanetini gösterir:
Vurma cesaretin varsa,korkma ben kırılmam, Göğsümde parıldar o inciler,zırhım olur birden. Sevgiyi silah sanma,aşkı bir savaş bilme, Yumuşak bir söz duymaktır,her kadının gizli emeli.
Erkek strateji değiştirir:
Savaşmak mı?Bu bir dans, her adım bir hamle, Geri çekilip ilerlemek,seni anlamanın yolu. Yumuşak sözler dilime,bir tatlı melodi olur, Ancak dinletemem kulağına,gürültülüdür kalbimin ritmi.
Kadın dansa davet eder:
Ritim mi?Benimle gel, öğreteyim sana ahengi, Vücudunun her kasırgası,bir nota olsun bestemde. Korkma düşmekten,tutunmaktır esas olan, Adımlarımız karışsın,kim bilir belki bir ömür sürer bu.
Erkek tutkuyu körükler:
Bir ömür mü?Bir an olsun, bakışların yetsin bana, Bin yıllık bir ömrü,bir saniyede yaşatırsın. Besteni yapma cesaretim,notaları yakarsa eğer, Küllerimizden yeniden doğarız,ikimizden bir tek can.
Kadın, erkeğin "bir tek can" sözlerine cevap verir: Bir tek can...
İşte budur, aradığımız o sır, Çift olmanın verdiği haz,değil tek olmanın hüznu. Bu atışma bitse de,sen ve ben kalırız işte, Çünkü sen de bilirsin, ateşi yakan da söndüren de aşktır.
Erkek, kadının son dizesini alıp yeniden yorumlar:
Aşk dediğin bir nehir,kim bilir hangi dağdan başlar, Ben akıntısına kapıldım,sen de kıyısında durma. İkimiz de aynı suyuz,aynı kaynaktan çıkmışız, Fazla derine dalarsan,boğulursun aynada.
Kadın, nehir metaforuna cevap verir:
Aynada kendi suretim,seni değil seyrederim, Nehrin kaynağı benim,sen sade bir kavis çizersin. Yatağımı değiştirip,sana uymamı bekleme, Önüme çıkan her taşı,öperek aşarım ben.
Erkek, kadının iddiasını sorgular:
Öpmek mi?O taşlar ki, benden arda kalanlar, Her biri bir sitemdir,unutuluşun çakılı. Kaynak sensen eğer,ben de okyanus olayım, Tuzumla kavururum,senin tatlı suyunu.
Kadın, tehdidi geri çevirir:
Tuzunu saydım bile,tattım her bir kederini, Ama ben ki yağmurum,en tatlısından ve en berrak. Okyanusun tuzunu,buharlaştırır alırım, Gözyaşına çevirip,geri yağdırırım sana.
Erkek, bir çıkmaz sokakta olduğunu hissedip yön değiştirir:
Gözyaşınla mı?Islanmaktan korkmam ben, Hem her damlada,bir parçan süzülür tenime. Belki de biz aynıyız,iki zıt kutup gibi, Biri olmazsa öteki,anlamsız kalır dünyada.
Kadın, bu teslimiyeti kabul eder ama yine liderliği alır:
Kutup dediğin soğuktur,buzullarla kaplıdır, Oysa kalbim bir volkan,lavlarımsa sıcacık. Erimeye hazırsan,gel etrafımda dön, Manyetik alanıma kapıl,kaybol benliğimde.
Erkek, son bir kez direnir ama artık tutkunun içindedir:
Manyetik alanına,çoktan girdim zaten, Pusulam şaştı,artık yönümü sen belirle. Volkanın lavlarına,bir kum tanesi de olsam, Korkusuzca atlarım,cam olup parlamak için.
Kadın, zaferi ve aşkı aynı anda ilan eder:
İşte cam oldun sonunda,keskin ve berrak, Ateşle suyun,bir aşkla buluştuğu yerde. Artık atışma biter,çünkü sen ben oldun, Söndüren de yakan da, aynı aşkın elinde.
Erkek, son bir çift sözle noktayı koyar:
Aşkın eli değil mi,zaten her şeyi yapan? Bu söz düellosunu da,o yazdırdı ikimize. Şimdi susalım artık,çünkü söz bitti ya, Gerçek aşk,iki dilin, tek bir duayı mırıldanmasıdır.
Ferhat ŞirinKayıt Tarihi : 24.8.2025 23:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2019. Alanya
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!