Yıllardır çözemediğim o denklem,
bir köşede, üstü tozlu bir defterde unutulmuş:
“Hayat = x + mutluluk – yalnızlık”
Limit sonsuza koşarken,
ben sabit kalmaya çalışıyorum,
ama her türev, içimde artan entropi,
bir parçamı daha düzensizce dağıtıyorum.
Fonksiyonum bozuldu, süreklilik parçalanıyor;
kesikli, kopuk, karmaşık bir grafik gibi,
Hücrelerim bölünürken,
her yeni bölünmede yalnızlığım çoğalıyor;
yarım kalmış bir hipotezin çelişkisi.
Duygularım,
tarih kitaplarından silinmiş sayfa,
hafızamda yara açıyor,
belleğimden göç eden
eski uygarlıklar gibi kaybolmakta…
Coğrafyam,
sessiz çöl rüzgârlarıyla savrulan harita,
bilinmeyen şehirlerle dolu.
tektonik plakaların sessiz çatlağı gibi,
derinlerde bir yerde birikir,
ve hiç beklemediğim anda sarsar içimi.
Yalnızlık,
buzul çağından kalma bir fısıltı gibi,
soğuk ve yabancı,
kederimi taşırken
sessizce yok ediyor beni.
Yolculuğum,
ortaçağ haritasında kaybolmuş kaşif gibi,
bilmeyen bir dille yazılmış,
anlam veremediğim bir kaderde.
Ve o an anladım:
Ben hep türev aldım hayatımdan,
asla yapmadım kendimin integralini.
Belki de çözüm değil,
lazımdı bana sadece birinin sesi,
rüzgâr gibi esen coğrafyamda kaybolmayan,
umutlarımın boş duvarına yaslanıp susan biri...
Ve ben,
artık sensizliğin koordinatlarında yaşıyorum;
çünkü yalnızlık,
her denklemde çözülmeyen bir bilinmeyen...
Münzevi Zeyrek
Kayıt Tarihi : 18.7.2025 09:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!