Hep aynı fırça; “Siz yiyeceksiniz ulan iyi ayıklayın..”
Biz Tankçı’lara beş günde bir mutfak sırası gelirdi...
Alt devre tıpış tıpış, uyumak yok, kıymalık hazırlayın
İzmir Köfte çıktı mı, hiç yenmeden çöplüğe devrilirdi!
...
Berbattı yapılışı... Etleri doğrarken fena terlerdik
Sigara molası sonrası burnumuz... Yiyenler düdük...
Neymiş mikrop kalmazmış... Sanki robot askerlerdik
Koca bölükte iki kişi yerdi... Bir saf, diğeri garip güdük.
...
Gene yanıltmıyorsa beni yorgun hafızam
Haziran’dı galiba, bazen tekmil veriyordu...
İctima da nöbetçi subayken, bizim Tarık Akan
Sanki herkes “Habamam” da damat seyrediyordu...
...
“Denizli’nin tozu, kızı, horozu meşhurmuş
Baba Dağı’nın karı eriyince...” dedi ardından
“Uçacak ulan şu Kastamonu’lu Yarasa Çavuş... ,
Bir anı, kırk yıl sonra, çınlayan kulaklarından.
....
Böyle acı vermezdi, geçmişte yaşananlar
Galiba biraz yufkalaşmış nasırlı yüreğimiz...
Yılgın Yağmur nerede o darbe kuşananlar
Oniki Eylül de kırılmıştı kaç masum küreğimiz?
..
Tarık Akan: Karşımızdaki bölükte Astteğmendi rahmetli... Disko da az yatmamıştı... Şimdi bir fotoğraf çektirseydim keşke diyorum zaman zaman...
Saf: İzmirliydi (A.B.) dayak yedikçe daha fazla konuşur susturamazdık
Güdük: Adıyamanlıydı (A.K.) kimsesi yoktu... Kulakları çınlasın yaşıyorlarsa
....
Aşiyansız, 20.06.20 – 13.27 Y.Y
...............
Kayıt Tarihi : 23.6.2020 03:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!