Kaç kere kustu beni
Kaç kere terk ettim
Ne kadar kaçtım
Nerelere uzaklaştım
Kıyılarımın sınırı ne kadar genişti benim
Ot bitmez ülkelerden
İt durmaz ıssızlardan
Yüzsüzdüm
Gittiğim yerlerden durmadım döndüm geldim
Yine kusacak beni bu şehir
Bunu da elbet bilirim
Yangınım benim
Sol yanımı öldüresiye çürüten şehrim
Ben seni yırttım
Sen beni kustun
Onarılmaz anılar yüklenip
Terkedilme korkularının ırağını bulmaya
Meğer ben ne oralarda ne buralarda arızalı bir yürekmişim
Şarkta deniz yok
Garpta aşina yüzler bulunmaz
Hiçbir yerde öpüşememenin yenilgisi
Yine de çürüyen yerimi daha çürütmeye dönerdim
Oysa öyle sevdim ki seni
Karanlık bir gecende yırtılacağım yine de
Yüklenip kustuğun beni, döneceğim
Sonra dopdolu gül kokusu olup çekeceksin geri nefes nefese
Ve her şeye rağmen sol yanım yanacak
Kaç ilkbahar kuşanıp gelmiştim
Su vermedin
Ve ezberlediğim kaçmalarla sevişmeye yeltenip
Aferin dediğimde kendime
Yutkunup
Sonra çağırdığında
Geleceğim bir daha loşluklarına
Kaldırımlarında sürtüp öfkeleneceğim
Eğilip kırışık çirkin dudaklarına
Dudaklarından öpeceğim
Sarmaş dolaş kuytumun dinginliği
Hep mi üzeceksin?... Masa kitabı sayfa 51/514
Kayıt Tarihi : 25.4.2020 19:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!