En güzel dünyalardır kar küreleri
Şöminenin başında sıcacık bir odada
Veya yağan karın altımda soğuk gecede...
Asla ayrılmamak üzere buluşur minik insanlar.
En büyük depremleri biraz daha sevgidir.
Hayata katarakt kalplerle bakarız.
El yordamıyla arar,
Seslerden, kokulardan anlamaya çalışırız.
Puslu kalplerle bir ömür tüketiriz
Yanan demiri tan vakti zanneder, avuçlarız
Hiç sevdiğinizin fotoğrafını kaybettiniz mi?
Ben ettim
Ve saatlerce boş duvara baktım
En azına indirdiğiniz şeyler vardır ya
İşte onların da yokluğuna alışmaya çalışmak...
Dünden bugüne 1 yıl geçmiş gibi
Halbuki Güneş bir kere battı
Daha doğmadı bile
Belki doğmuştur da bu gözler görmemiştir
Aşkından kör olan gözler
Ve saatler akıp gitti
Yelkovan asla akrebi bırakmadı
Her saat başı kısa da olsa kavuştular
Ama sen...
Acaba şu an nerde, napıyosundur?
Gözlerinde bir hayale dalmışım
Elimde çayım gözlerimde buharı
Şırıl şırıl bir deniz var
Ben de tam kıyısındayım gözlerinin
Bazen sadece özlersiniz
Bir ağız dolusu gülümsemeyi
Gülerken çekilmiş bir fotoğrafı
Ve onlara bakarak uyumayı
Her bir sokağa, caddeye
Hatta sokak lambalarına, banklara
Kokun işlemişti sanki
Ne zaman hafiften rüzgar uğuldasa
Burnuma ılık ılık sen gelir
Yalnızlığımı perçinlerdin
Göz yaşların zaman makinası gibiydi
Takvimleri eskiten göz yaşındı
Her bir damlada o günü bulurdum
Mutlu yüzünü, kırılmış kalbini...
Sen de gittin
Bulutlar gibi, gök kuşağı gibi veya şimşek
Senden geriye çok bir şey kalmadı
Yerde parıldayan yağmur damlaları,
Akıllara işleyen rengarenk gökyüzü,
Kömürden gökyüzünün elmasa dönmesi dışında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!