İstanbul
Turuncu kızılı.
Toprağı okşayan teninde, yaralı bir kanat gibi
Süzgün ve yorgun
Aklımdasın.
Deniz kızı, deli- dumrul bakışlım
Kara saçlarından koparılmışım
İğneler gibi seven, okşar gibi bakanım
'Eyvah'cım deniz kızım
Deniz kızım, nokta burunlum
bir tıkırtı, bir ninni gibi hatırlarım
buğulu bir cama dokunmak gibi
bir an bakınca
çizgiler bırakan hatıralarım
burnunu çekiyor şimdi hatıralarım
İşte Ben!
Borudan kubbeler altındayım
Islanıyorum!
Üstü delik, altı delik kavanozdayım
Çakıl taşından örümcek misali yapışmışım cama
Islanıyorum, tüylerim ve kökleri
Dalga dalga hayaller içinde büyüyen çocuk,
Evdeki sessiz neşe
Sokaklara gebe hislerimin bu dolmuş,boşanmışlığı
Gerçeğe aykırılığın bile bir tadı var
Hayatının yanağında bir gamze gibi
Göze batıyor,güzelliğin
yorgunlugumu atamadım
dizeler ve güzeller
Dibine çaktığımın kara dünyası
Balçık ve yapışkan ışınları
Şarapcı bir ciddiyet
Muğlak bir cinayet
İşte bir elma gibi ortasında
Çekirdeği mesafenin
İşte bir çuval meyve gibi sırtında
Sevgisi ilk kafilenin
İşte bir tablo gibi kartında
Kimliği zencinin
2010 un martı
Gökte kızıl bir tablo
Kararmış suratı, kambur sırtı
Cigarası yarım, umutsuz geziyor Serkan'lar
Oysaki öylemi
Bir sabah, bir sabah doğar da
Gözlerimde sakladığım bir diken gibi
Acıtır yokluğun
Bir sabah
Bir sabah daha doğar da
Hissetmez miyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!