Darbeci 12 Eylül cuntası generallerinin yüzyıl için hazırladıkları anayasa 25 yıl içinde yamalı bohçaya döndü ve işlevini tamamladı. Küresel Emperyalist sistemin ekonomik ve politik ihtiyaçlarına yanıt veren bir anayasa zorunlu olarak gündeme geldi.
Türkiye’nin gündeminde olan ve ‘yeni’ olarak tanımlanan anayasa tartışmaları iç toplumsal dinamikler sonucu meydana gelmiş değil. Bu nedenle AKP tarafından hazırlatılan ve kamuoyunun gündemine sunulan ‘anayasa‘ taslağını ‘sivil’ olarak değerlendirmek sadece siviller hazırladığı için demokratik bir anayasadır demek mümkün değildir.Sivillikten ve uygarlıktan, toplumların demokratikleşmesi algılanıyorsa, tartışmaya açılan anayasanın ‘sivil’ bir içeriğe sahip olmadığını incelendiğinde çok açık olarak görebiliriz.
12 Eylülden önce IMF’nin dayatmış olduğu, ‘24 Ocak 1979 kararlarının’ yaşama geçirilmesi için emperyalistlerin askeri bir darbeye ihtiyaçları vardı. Bu ‘Komünizm tehlikesine’ karşı ‘yeşil kuşak projesi’ ekseninde aktifleştirilmesi planlanan Türkiye’nin devlet yapısının yeniden şekillenmesiydi. Türk-İslam sentezi modeli, komünizme karşı panzehir olarak görülen ‘dinci olmayan dindar devlet’ politikası, 12 Eylül generalleri tarafından hazırlanan anayasanın ruhunu teşkil etti.Esas gaye Türkiye’de gelişen devrimci-sol dalganın bütünlüklü olarak tasfiyesi ve Kürtlerin ulusal bilinç düzeylerinde meydana gelen politik sıçramayı önlemek ve yok etmekti.
Anayasalar sistemin temel yapısını belirleyen bir özelliğe sahiptir. Sistem kurumları arasındaki işleyişi düzenlediği gibi, devletin ideolojik ve politik yapısı ekseninde toplumsal şekillenmeyi ve bireysel,toplumsal hak ve özgürlükleri de teminat altına alır.12 Eylül Generalleri anayasasının ‘Türkiye’nin milli güvenliğini garanti aldığına aldığını’ belirtilirken aynı zamanda ırkçı ve asimilasyoncu politikaları ‘resmileştirilmiş‘ oluyorlardı.
AKP’nin hazırlamış olduğu taslak incelendiğinde 12 eylül anayasasından bir farkı yoktur.Irkçılık önceki anayasada olduğu gibi korunmaktadır.24 maddedeki din eğitimi ile ilgili konu ahlak kelimesi eklenerek zorunlu hale getirilmiş.İsteyen başvuruda bulunduğu takdirde bu dersten muaf tutulur denmektedir. Din eğitiminin anayasaya girmesi bir tarafa,neden isteyen başvuruda bulunduğu takdirde bu eğitim verilir denmiyor.Bu neye benziyor biliyormusunuz ben size misafirliğe gelmiyeceğim demeye benziyor…
Diğer taraftan 19,13,30,24,vb. maddeler ilk etapta göze çarpan demokrasi ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan maddelerdir..
Bu anayasa taslağı ırkçılığı Türk-islam senteziyle garanti altına alan, zaten olmayan laikliği fiilen ortadan kaldıran, ABD nin yeşil kuşak projesine dayalı olarak ılımlı İslam politikasını taslağa egemen kılan,anayasaya koyduğu maddelerle işçinin ve emekçinin haklarını gasp eden, değişik milliyet ve inançtaki vatandaşlarını adeta yok sayan; kısacası siviller tarafından hazırlanmasına rağmen demokratik olmayan bu anayasaya red oyu vermek bence insanlık vazifesidir...
Esas talebimiz anayasanın siviller tarafından hazırlanması değil,DEMOKRATİK olması kıstas olarak alınmalıdır. Önemli olanda budur bence.
7 EKİM 2007
Kayıt Tarihi : 9.10.2007 22:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!