Honduras sabahında
sandıklar umut diye açıldı,
ama ordunun çizmesiyle kapandı kapılar.
Zelaya, yoksulun ekmeğine dokununca,
tekellerin sofrasına bir dilim ayırınca,
kılıç indi omuzlara.
Kendi elleriyle büyüttüler,
sonra kendi elleriyle boğdular.
Çünkü demokrasi onlar için
tekellerin saltanatına zincirsiz köleliktir.
Halkın söz hakkı
darbenin gölgesinde kurşunlanır,
yalanlar koro halinde “özgürlük” diye bağırır.
Uzakta, Uygur topraklarında
başka bir maske takıldı yüze.
Etnik acılar kaşındı, kanatıldı;
kardeşlik boğaz boğaza kışkırtıldı.
Şovenizmin ateşiyle oynayan eller
kendi yangınlarına kül arıyordu.
Emperyalist ahlakın kitabı yok
riyakârlıkla yazılmış bütün sayfaları.
Honduras’ta darbeye göz kırpar,
Çin’de “hak” diye zehrini akıtır.
Kanı dökülen hep halktır,
mezarı kazılan hep emektir.
Kapitalizmin demokrasisi,
giyotine bağlanmış bir gülüş,
celladın şefkati kadar sahici.
Emeğin kanı durmayacak,
yaralar kabuk bağlamayacak
ta ki güneş,
sosyalizmin avuçlarında doğana dek.
Kayıt Tarihi : 1.10.2025 11:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!