Zaman su gibi akıyor, ben ayı avındayım.
Un torbam elimde, umurumda değil dayım.
Güvendiğim dağlar karlı, başım dumanlı.
Yüce dağlarda yol yok, yüreğim harlı
Ömür sanki tren, gölgeler bir bir gitmekte.
Yol aldıkça bu tren, gidilen yol bitmekte.
Raylarda kayan teker, sürtünüp aşınmakta
Her yıldız kaydığında, ruhumu kaşımakta.
Kondüktör kardeşim, benimi arıyorsun?
Tek ben miyim kaçak, bana soruyorsun?
Durdur treni dur, köşe bucak kaçacağım.
Midem öyle bulandı ki, ruhumu kusacağım.
Tünele mi girdi yoksa, bu karanlıkta nedir?
Yorulduysa bu demir at, istasyon ona sedir?
İnişli çıkışlı bu yollar mı, demir atı yoran?
Yoksa tanıdık mı, karşı koltukta şu oturan?
Tutun ellerimden çekin, hele bir doğrulayım.
Geç saatte bu adam, niye gelmiş sorayım?
Düdükte neyin nesi, istasyon mu göründü?
Herkes neden ağlar, Azrail mi bana güldü?
2010
Kayıt Tarihi : 11.5.2010 17:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ölüm anı hayal edilerek karalanmıştır

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!